"Üstad Ahmed Hulusi´nin 2023 - Yeni Sözleri
(30.09.2023 - >>> çok şükür devam ediyor!)
Kaynak:
Ahmed Hulusi twitter @AhmedHulusi
***
"Paranın şımarıklığı ile inancın maçı oynanıyor Arabistan’da şu an! Suud, paramla istediğimi yaptırırım, inancınız vız gelir anlayışında. GS & FB BİZ PARA UĞRUNA İNANDIKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ, diyorlar. DÖNÜN GELİN!"
29.12.2023
***
"YERYÜZÜNDE AÇIĞA ÇIKMIŞ EN MUHTEŞEM BEYİN, RESÛLULLAH MUHAMMED MUSTAFA a.s. nın Mekke devri hayatını anlatan kitabımızın İNGİLİZCE ÇEVİRİSİ web sitemizde yayına girdi. Severek okuyacaksınız VE DOSTLARINIZA TAVSİYE EDECEKSİNİZ, TÜRKÇE veya İNGİLİZCESİNİ.
TÜRKÇESİ:
ahmedhulusi.org/tr/kitap/muham ahmedhulusi.org/tr/kitap/muham
ENGLISH:
ahmedhulusi.org/en/book/muhamm https://www.ahmedhulusi.org/en/book/muhammad-saw-2
17.12.2023
***
"Kurân’daki farketmemiz gereken en önemli metaforlardan biri de semâ ve arz isimleridir. Arz ismiyle insanın beden boyutuna, semâ ismiyle de bilinç, zihin boyutuna işaret edilmiştir. Nefis ismi ise zihinde oluşmuş benlik kavramına işaret eder.
“İkan sahiplerine (varlığın hakikatinin Rabbın özellikleri olduğuna vakıf olanlara) arzda işaretler vardır. (bedenin çalışma sistematiği ve otomasyonu tek bir programın açılımına işarettir.) Âyet
“Nefslerinizde! (Benliğinizin hakikati olarak). Hâla basiretinizle görmüyor musunuz?” Âyet
Hâla ötenizde bir tanrı hayal edip, bu hayal üzerine kurgular oluşturarak mı yaşıyacaksınız?
“Yaşam gıdanız da (varlığınızı oluşturan her şey), vaad edilen de (cennet yaşamı olarak tanımlanan hakikatinizi oluşturan tüm esma özelliklerini açığa çıkarma boyutu) beyninizin potansiyel alanında) semâdadır” Âyet
“İnsan ve Din” kitabımızda bunu da açıklamıştık: ahmedhulusi.org/tr/kitap/insan
Resûlullah a.s. şöyle dua ederdi hakikati olan Rabbine (varlığındaki potansiyel alanına):
“Euzü BİKE minke”
Varlığımı oluşturan sana sığınırım senden!
Bunları düşünebilme saadeti bahşedilmiş olanlara Selâm olsun!"
16.12.2023
***
“ALLAH İNDİNDE DİN İSLÂMDIR” âyet “DİN İÇİNDE ZORLAMA YOKTUR” âyet. BİLELİM Kİ… KURÂN`a göre, ezelden ebede geçerli olan DİN (yani ALLAH adıyla işaret edilenin varlığı ve SİSTEMİ) [sünnetullah] değişmez gerçekliktir. Bu gerçeklik içinde ZORLAMAYA DA YER YOKTUR! Şunu fark edelim ki, DİN BİLGİSİ FERDİ MUHATAP ALIR! Ölüm ötesi yaşamı olan varlıkları muhatap alır! DİN; İMAN, İNANÇ İÇİN BİLDİRİLMİŞTİR. Eğer kişi varlığının hakikati olan sonsuz özelliklere sahip Allah adıyla işaret edilene iman ederse, dünya yaşamında da, ötesinde de bunun çok yararlarını görür. Buna iman etmeyen ise ötesinde bir tanrı bulamayacağı için, hep kendi sınırlı kapasitesi ile baş başa kalarak, çok sıkıntı çeker. Herkes kendi anlayışının getirisi olanı yaşayacaktır kendi dünyasında (kabrinde) KABULLERİNE göre! Kimse içsel idrakı ve anlayışına dayanmayan, ZORLAMA YOLLU yaptıklarından yarar görmez! İnanmadığını, zorla yapanın tanımı münafıklıktır. Ayrıca hiç kimse yaptıklarına veya yapmadıklarına MAZERET olarak başkalarını öne süremez. SÜNNETULLAH ismi verilmiş içinde bulunduğumuz her birim kendisinden açığa çıkanların otomatik sonucunu yaşar! Bilmiyordum, duymadım, ama denmişti ki, türü söylemler Sünnetullahda GEÇERSİZDİR! SÜNNETULLAH DENİLEN SİSTEMDE ACIMA MERHAMET YOKTUR; beşeri duygu ve değerlere yer yoktur! Bu hususa işaretle Resûlullah, “eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, rahat yataklarınızda yatamaz, Allah Allah diyerek dağlara kaçardınız” buyurmuştur. Tekrar ediyorum, HER BİRİM KENDİSİNDEN AÇIĞA ÇIKANLARIN SONUCUNU OTOMATİK OLARAK YAŞAYACAKTIR! Hiç kimse ünvanı etiketi ne olursa olsun, kimseyi yaptıklarının sonucunu yaşamaktan kurtaramaz! Bu yüzdendir ki, dışsallıktaki bir kişiye veya nesneye değil içselliğin olan RABBİNE YÖNEL DENMİŞTİR. “ALLAH’a FİRAR EDİN” âyeti de buna işaret eder. Uyuduğunuzda olduğu gibi, kâbir âleminizde, hologram dünyanızda da yalnız olacaksınız. Resûlullah dışında kimseye bağlanmayın, ama her ilim sahibinin ilminden de yararlanın ebedî dünyanızı inşa ederken. KURÂN BİLGİSİ ve RESÛLULLAH AÇIKLAMALARI DIŞINDAKİ BÜTÜN FETVA DENİLEN YORUMLAR KİMSEYİ BAĞLAMAZ! Herkes kendi anlayışının sonucunu yaşar ve yaşayacaktır sonsuza dek! Herkes kendi fıtratına, anlayışına göre yorumunu yapar ve o yorum yalnızca bilgidir başkaları için. Aklına, mantığına, inancına uyarsa değerlendirirsin, uymazsa da yoluna devam edersin. Kurân’ın bir kısım âyetleri nesh (kaldırılır veya değiştirilir) OLMAZ. BUNLAR İMAN KONUSU OLAN, SÜNNETULLAH REALİTESİ OLANLARDIR. BAZILARI İSE NESH OLUR, BUNLAR DÜNYALIK, ORTAM ŞARTLARINA GÖRE OLAN HÜKÜMLERDİR. İnsanın hakikati, iman edilesi esaslar, oluşumu, yapısı hep aynıdır nerede olursa olsun, hangi zaman diliminde var olursa olsun. Dolayısıyla bu değişmez sisteme göre bildirilmiş hükümler kıyâmete kadar geçerlidir. Fiillerle ilgili hükümler ise, uygulamayan için Allah ile kendi arasındadır. RABBİ yaptıklarının sonucunu yaşatır! Biz başkalarını, zorla öğrendiklerimizi yaşatma hakkına sahip değiliz. ahmedhulusi.org/tr/kuran/088-g Dünya yaşamında “RÜŞD”e ermek için varız ve “RÜŞD”e ermenin bilgisi de hakkıyla bize ulaşmıştır. “Allahumme elhimniy RÜŞDE” duası Resûlün öğrettiği bir duadır; rüşde, İLHAMLA erileceğine işaret eder! Fiillerle değil. İlhamın kapısı da Rabbına yöneliştir! Rahmeti, SENDEN SANADIR! Anlayabilsek! ahmedhulusi.org/tr/kuran/002-b
15.12.2023
***
"Üzerinde düşünüp, bildirileni kavrarsak, Cuma’mız mubarek olacak;
Tanrı kavramına yer olmadığını farketmiş olarak: İhlas suresi
15.12.2023
***
"AÇIK VE NET YAZIYORUM
RESÛLULLAH MUHAMMED’i a.s. ELEŞTİREN KİŞİ NE MÜMİNDİR NE DE MÜSLİM! Bu gibi kişilerin İslâm Dini, Kurân ve hadisler hakkındaki yorumları da hiç bir değer taşımaz; dikkate alınmaz! Çünkü… Bu tür eleştirileri olan kişi ne ALLAH İSMİ İLE İŞARET EDİLENİ VE BUNU AÇIKLAYAN ÂYETLERİ “OKU”YABİLMİŞTİR; ne “RESÛLULLAH” tanımının anlamını anlamıştır! Hayalinde yarattığı tanrısına ALLAH adını takıp, “RESÛL”ü de onun elçisi, postacısı gibi kabullenmiştir. Kayıtsız şartsız Resûle iman etmeyen, otomatikman O’nun bildirdiği Kurân’a da, Allah’a da inanmıyordur. Böylesiyle de hiç bir tartışmaya girilmez! Beşerî kabullerine GÖRE, Resûlü ve Kurân’ı eleştirenler önce Allah adıyla etiketledikleri TANRI anlayışlarını bir kenara koyup; “Kurân ALLAH ismiyle neye işaret ediyor” noktasından düşünmeye başlamak ZORUNDADIRLAR! Bunu başarabilirlerse, o zaman sıra “RESÛLULLAH” tanımının ne anlam ifade ettiğine gelir. Resûlullah’tan gelen ilim, geçmiş Resûllerden farklı ve artı olarak, “B” SIRRI diye açıklanmış olan “ALLAH” farkındalığı ilmidir. Bu ilim Kurân’da gerekli yerlerde “B” harfinin kelimenin başına getirilmesi suretiyle oluşmuştur ki, anlamı “ÖTENDEKİNE DEĞİL VARLIĞININ ORİJİNİNDEKİNE İMAN ET”dir! Bakara suresi 285. âyeti bu esasa dayalı olarak, Allah’a, kitaplarına (hakikat bilgisine), meleklerine (varlığını oluşturan kuvvelere) iman edilmesini anlatır. Ayrıca bu konuya projektör tutan şu âyeti düşünün, ki bu âyet, Resûle iman ettiğini söyleyen çevresindekilere hitap ediyor: “EY İMAN EDENLER, AMİNU “B”İLLAHİ (hakikatiniz olan Allah’a iman edin) Yukarıda açıklamaya çalıştığım anlayış yanlışının sebebi de şudur:
Kendini yalnızca beşeriyetiyle “BEN” kabul eden zihin, varlığın mutlak bölünmez parçalanmaz, cüzlere ayrılmaz TEKLİĞİNİ VE BU TEKLİK İÇİNDE YERİ NE OLURU, düşünemeyince, otomatik olarak ÖTESİNDE BİR TANRI YARATIP, işin özünden kopuyor! Sonrası da çorap söküğü gibi geliyor! Öyle ise, ÖNCE TEKLİĞİ ANLAMAYA ÇALIŞIN; sonra da TEK nerede bitiyor ki “Ben” başlıyorum sorusunun cevabını kavrayın… Bundan sonradır ki “iman” kapısından girersiniz!"
***
"Suriye’de hava sahasını PKK İLE MÜCADELE EDEN TÜRK UÇAKLARINA KAPATIP, İSRAİL’E AÇAN RUSYA, TÜRKİYE’nin DOSTU MU DÜŞMANI MI?"
14.12.2023
***
"1970 yılında yayınlamış olduğum “RUH İNSAN CİN” ahmedhulusi.org/tr/kitap/ruh-i Kitabında, insanların bilerek veya bilmeyerek cinni (görünmez) türlerle ilişkide olduklarını açıklamıştım. Cinni varlıkların kültürlü kesimlerde kendilerini UZAYLI-ALIEN olarak tanıttıklarını da detaylı yazmıştım.. Sanırım önümüzdeki birkaç yıl içinde bu iş iyice tırmanacak; UZAYLI GEMİLER VE VARLIKLAR GÖRÜNTÜSÜ frekanssal olarak insanların beynine ulaşacaktır… Şu an bile cinlerden aldıkları bilgilere dayanarak İstanbul depreminin aralık sonuna doğru olacağını X te yazanlar; ABD’den, UZAYLILARIN aramızda olduğunu söyleyip, 2-3 bin dolara onlarla görüştüreceğini iddia edenler var… Uyanık olmakta yarar görüyorum. 8 YAŞINDAN BERİ İLETİŞİMDE OLDUĞU CİNLERİ UZAYLI SANARAK BU İŞTEN BÜYÜK PARALAR KAZANAN ADAM:
>>> "Dr. Steven Greer likes to suggest that he is in regular contact with extraterrestrials who are visiting Earth!"
12.12.2023
***
"BİLİYOR MUYDUNUZ?"
06.12.2023
***
"Önemli UYARI!"
05.12.2023
***
"UYARI MI?"
05.12.2023
***
"BUNLARI YERKEN ÇOK DÜŞÜNÜN! Zira…."
>>> "En kaliteli eti yediğinizi zannederken..!"
04.12.2023
***
“HAKİKAT ÖTEDE DEĞİL SENDE” realitesi, genelin anladığı gibi DEĞİLDİR! “BEN” diye işaret edip düşündüğün varlık var da, onun içinde Allah var, DEĞİLDİR!
GERÇEK ŞUDUR: Yalnızca İSMİ ALLAH OLARAK bildirilen, tanıtılan vardır tüm algılanan veya algılanamayan varlıkta. Hangi isimle neye işaret edilen varsa hepsi de var olan TEK’in ilmiyle YOKTAN YARATILMIŞ; kendine özgü varlığı olmayan, her zerresine kadar varlığını TEK’ten alan varlıklar; özgün varlığı olmayarak, YARATANIN varlığından kaynaklanan özelliklerle oluşmuştur! Yani, sen varsın da, sende, hakikatinde ALLAH var değildir!
YARATILMIŞ OLAN “BEN” hissiyatı, kabulü, etiketidir! Bu yüzden de bildirilmiştir ki, “NE YANA DÖNSEN ALLAH VECHİNİ GÖRÜRSÜN”! Zihnini “BEN” hissiyatından arındırırsan, ortada kendi varoluş programına ve algoritmasına göre her an yeni bir dönüşüm/oluşum içinde olan varlıklardan başka bir şey göremezsin. Bu anlattığımızı idrak eden için de neden, niçin gibi sorular biter. “KURÂN ÇÖZÜMÜ” ahmedhulusi.org çalışmamızın önsözünde açıkladığımız üzere tüm evrende ve boyutlarda işleyen sistem TETİKLEME SİSTEMİDİR. Bu sistemle evren ve her şey yaratılmış ve… HER ŞEY OLUP BİTMİŞTİR ZAMANSIZLIK BOYUTUNDA! İnsan, her şeyin olup bittiği, kıyâmetin koptuğu, cehennem ve cennet metaforlarıyla anlatılan boyutsal aşamaların yaşandığı bir boyutun, dünya bilincine yansımasını yaşama sürecindedir şu an itibariyle. İleride belki bu konuyu daha açık izah ederim inşaallah. Beyninin derinliklerinde zaman kavramsız olarak bu boyut vardır; çünkü zaten o tekil dalga boyu/bilgi yapıdakinin dönüşmüş hâliyle varsın! Sen sanırsın ki, varsın; bu yalnızca varsayımın! Anlık rüyâlardır yaşamın; bu da geçer, ya HU! KURÂNI “OKU”YAMIYORSAN; Tasavvuf erenlerinin dediklerine kulak vermiyorsan; çağdaş bilimin ve düşüncenin bulgularından yararlanmıyorsan (üçü de gereklidir helva yapmak için) ömrün din tasavvuf dedikodusuyla, kâh kâbus, kâh keyifli rüya içinde geçecek demektir!"
04.12.2023
***
"İman ehlinin hastalığa bakışı:
>>> "...Oysa ölüm ve hastalık iki ayrı kaderdir!!"
02.12.2023
***
"60 yıldır dilimiz döndüğünce farkettirmeye çalıştığımız HAKİKAT!"
>>> İNSANLIKTAN GİZLENEN SIR NEYDİ?
02.12.2023
***
"ÇOK ÖNEMLİ BİR KEŞİF:
"....genetik bilimci Kevin McKernan...!"
28.11.2023
***
"GÖZÜN GÖRDÜĞÜNÜN ÖTESİNDEKİ BOYUTLARI İLİM GÖZÜYLE GÖRÜP, VARLIĞI VE YAŞAMIN ORİJİNİNİ ONA GÖRE DÜŞÜNÜP DEĞERLENDİRİN… SONSUZDAN GELDİK SONSUZA GİDERİZ! Şöyle de demişler, ASLI HU FASLI HU NESLİ HU! Sen oyalan TANRINLA!"
"Fantastic Voyage into the smallest part of Universe!"
26.11.2023
***
"İsrail Başbakanı Netanyahu “Türk Çiftçisi İsrail tohumundan
başka tohum kullanamaz” açıklamasında bulundu mu?"
26.11.2023
***
"MANTIĞINI BİLEN ANLATSIN?"
26.11.2023
***
"Din yanlış yorumlanırsa, KURÂNIN RUHU anlaşılmazsa ne olur?"
ahmedhulusi.org/tr/yazi/kuranin-ruhu
>>> "Nas yok mu oldu?"
23.11.2023
***
“ALLAH AHLÂKIYLA AHLÂKLANIN” işareti de, yukarıda açıklamaya çalıştığım üzere, beşerîyetinizin oluşturduğu değer yargılarına göre varlığı değerlendirmek yerine; HAKİKATİNİZDEKİ REALİTEYE göre, yaşamı değerlendirecek aşamaya geçin, hususuna dikkatleri yöneltmek içindir. Hz.İsa da bu gerçeğe, “SEN İNSANCA DÜŞÜNÜYORSUN, ALLAH GİBİ DEĞİL!” diyerek işaret etmiştir. Seni çok üzen olayda, en azından şöyle düşünebilirsin; “bunun Allah indinde yeri ne”! Vereceğin cevap, olaya nasıl bakman gerektiğini sana gösterecektir."
23.11.2023
***
"Bizim baktığımız pencereden bakanlar çok iyi fark etmişlerdir ki çağımızda materyalist felsefe iflas etmiştir! Materyalist felsefeye dayanan bütün geçmiş felsefi bakış açıları da günümüzde geçersiz kalmıştır! Geçmişteki hangi filozof düşünür veya din adamı olursa olsun materyalist anlayışa dayalı olarak yaptığı yorumlar günümüzde geçersizdir! Yalnızca göze, kulağa, dokunmaya dayalı değerlendirmeler dahi bir çok konuda gerçeği yansıtmamaktadır! Bugün bilimsel olarak biliyoruz ki madde dediğimiz şeyin aslı dalga boyu enerjidir. Dalga boyu da bilgidir. Orijin “nokta”da her şeyin aslı TEK’tir! Yani hepimizin aslı ve orijinali bu sonsuz sınırsız; her türlü tanımdan öte “tek”tir!
Tekin, tekliğin yanı sıra, ikinci bir varlık da yoktur! Din metaforik olarak bu “TEK”liğe “Allah” adıyla işaret etmiştir! Yanı sıra da, tanrısallığın söz konusu olmayacağını vurgulamıştır. “ALLAH” ismiyle işaret edilen ne varsa, bilin ki, sizin HAKİKATİNİZDE mevcuttur; farkında olmasanız da! Bu yüzdendir ki Hazreti Muhammed, insanları kendi hakikatleri ve orijinalleri olan boyutsal derinliklerindeki, hakikatlarındaki özellikleri keşfedip tanımaya davet etmiştir. Bu davetin sırrı çağımıza kadar metaforik tasavvuf anlayışıyla ulaşmışken, çağımızda bu anlatımın neye dayandığı hologram sistemiyle açıklık kazanmıştır. Hologram sistemine göre, tümde var olan bütün özellikler aynıyla, her bir noktada, zerrede mevcuttur! Yani evrenin orijinalinde var olan tüm özellikler, her bir birimin kendi boyutsal derinliğinde de mevcuttur! “KENDİNİ TANI” prensibin dayandığı gerçek, insanın zihninin derin boyutlarında mevcut olan, sınırsız potansiyel farkındalığını yaşamasına işaret etmektedir. Bu hususu bu şekilde vurguladıktan sonra esas soruya gelelim:
Hepimiz Özde bir ve tek olmamıza rağmen, nedir bu yaşamdaki sonsuz zıtlıklar ve düşmanlıklar; niçin kurallar? Nasıl oluşmuş bunca birbirinden farklı varlıklar türler yapılar!
Normalde beyin yapımız her şeyi dışarıdan içeriye doğru algılama, çözme sistematiğine göre çalışır. Oysa gerçeği çözmenin yolu, içeriden dışarıya doğru ya da tekten çokluğa doğru bakış açısıyla değerlendirmek suretiyle mümkündür.
Şimdi bir misal vermek istiyorum…
Sperm ile yumurtanın birleşmesinden oluşan ilk hücreyi düşünün… Bu hücrenin içinde, hangi organların nasıl oluşacağının bilgisi programı mevcuttur! Bu program safha safha açılarak, sonraki aşamaları meydana getirir ve sonuçta bildiğimiz insan bedeni meydana gelir. Yani bir bedenin sonuçta ne halde oluşacağı, daha ilk hücredeki programda gizlidir ve bellidir! İşte bunun gibi, evren içre evrenlerdeki tüm oluşumların da, varoluş yapı ve işlevleri, zamansızlık tekillik noktasındaki programdadır! Bu bu program itibari ile de, tüm beşeri değerlendirmeler geçersizdir! Beşeri değerlendirmeler, varlıkta kompozisyonlar boyutu itibari ile geçerli olmaya başlar. Varlığı oluşturan tüm özelliklerin birer kompozisyonu olan tüm beyinler, kendi oluşumlarına göre değerlendirmeler yaparlar ve o değerlendirmeler dünyasında yaşarlar! Hiç kimsede bir başkasının dünyasının algılayıp hissedip yaşayamaz! Bu hususa “hepsi de kendi programları doğrultusunda fiiller ortaya koyarlar” ayeti ile işaret edilmiştir. Her bitki her hayvan her insan kendi oluşmuş programının gereğini ortaya koyar ve bunun dışında bir şey ortaya koyması da mümkün değildir! Bu sistemde geçerli kural “güçlü güçsüzü yer”dir!
Sistemde mazerete yer yoktur, mazeret geçerli değildir! Unutmayın ki, siz o beğenmediğiniz kınadığınız kişinin şartlarında dünyaya gelip, o şekilde yetişseydiniz, onlardan farklı olmayacaktınız! Hatırlayın ki, hiç kimse, dünyanın neresinde hangi toplumda hangi ırkta cinste türde oluşacağını seçmemiştir! Bu sebepledir ki, insanları ellerinde olmayan şeyler yüzünden eleştirmeyip, zararlı fiilleri nasıl engellenebilir bunun üzerinde düşünmemiz gerekir. Aşağıda koyduğum videoyu dikkatle izleyip “ben” kelimesiyle hangi boyutunza işaret ettiğinizi de bir düşünün lütfen:
www.instagram.com/reel/CzeFpnMtJKX/
22.11.2023
***
"Çok önemli sağlık açıklamaları Doç. Dr. Yavuz Dizdar’dan:
22.11.2023
***
"Tebrikler Türk milli takımı Almanya’yı hazırlık maçı da olsa Almanya’da 3-2 yenmiş olmak büyük başarı. Doğru hoca doğru oyun ve sonuç galibiyet."
19.11.2023
***
"Önceki tweetimde isimlerin obje olmadığını, isimlerden yola çıkılmak suretiyle hiç bir şeyin tanınamayacağını açıklamıştım. Şimdi de Allah isimlerinin nasıl anlaşılması gerektiği hususundaki düşüncelerimi yazmak istiyorum. Allah isimlerinin anlaşılması iki yönlü olarak ele alınır:
Evrensel planda ve insan ismiyle işaret edilen kompozisyon kapsamında
Öncelikle şunu çok iyi kavrayalım ki tüm boyutlarıyla evren sonsuz sınırsız özellikler potansiyelidir! Her şey bu potansiyelden açığa çıkar; açığa çıkan her şey de potansiyeldeki özelliklerin, bir kompozisyonu olarak açığa çıkar. Yani varlıkta gördüğünüz her bir şey, algıladığınız her bir şey, esasında, evrende var olan potansiyeldeki özelliklerin bir kompozisyonu olarak yaratılır. Bu kompozisyonlar, yani çeşitli isimlerle tanımladığımız varlıklar, her an kendi içinde bir dönüşüm içindedir; biz bu dönüşümü fark etsek de fark etmesek de! İşte bu kompozisyonları oluşturan farklı özellikler, dinde Allah isimleri olarak tanımlanmış ve her ne kadar 99 olarak özetlenmiş ise de, bunun sonsuz sayıda olduğuna da işaret edilmiştir. İnsan yönünden konuyu ele alırsak, insan dahi isimlerin işaret ettiği özellikler kompozisyonu bütünüdür! Her an sözü geçen tüm isimlerin özellikleri insanda zihnen ve bedenen açığa çıkmaktadır. Bu isimler insanın kendisinde açığa çıkan özellikleri fark etmesi için bildirilmiştir. Şimdi çok önemli bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum:
Allah isimlerinden olan “el Galip” ismini irdeleyelim.. Dünya üzerinde, kim veya hangi topluluk olursa olsun, o an veya o süre içinde karşısındakilere galip gelmişse, bu “galip” ismi ile işaret edilen potansiyelin o varlıkta açığa çıktığını gösterir! Tarihteki bütün yaşananlar, ki galip gelenler kim olursa olsun, hangi isim altında olursa olsun hep “el Galip” isminin işaret ettiği özelliğin o varlıkta açığa çıkması dolayısıyladır. Hiçbir varlığın “el Galip” isminin özelliği kendisinde açığa çıkmaksızın, karşısındakilere galebe çalması mümkün değildir. Ana program dolayısı iledir ki, kâh bir taraf galip gelir kâh diğer taraf galip gelir! Hangi hedefe ve amaca dönük olarak bu galibiyetin orada açığa çıktığını yaşamın o anı içinde fark etmeyebiliriz! Ancak şunu da bilelim ki, belli bir süreçte ki galibiyet hiç kimse veya topluluk için mutlak galibiyet değildir; çünkü yaşamda Mutlak yoktur! Bugün galip gelen yarın karşısındakinin galip gelmesi ile mağlup duruma düşebilir. Biz o anki oluşumun hangi gelişmelere vesile olması amacıyla meydana geldiğini bilemediğimiz için yanlış yorumlara düşebiliriz.
Şunu da aklımızın bir yanına yazalım….
OLACAK BELLİDİR; OLAN HER ŞEY OLACAK OLANIN BASAMAĞI OLARAK OLMUŞTUR! Bu yüzden de olanın olmama, olmayanın da olma ihtimali yoktur! Gelelim ALLAH’ın kulun fiillerini sahiplenmesi konusuna.. Tüm oluşumları meydana getiren, kompozisyonları meydana getiren yapının adı dinde “RAB” olarak tanımlanmıştır. Oluşan, yaratılan kompozisyonlar da dinde “KUL” olarak isimlenmiştir. “KUL”, “RAB”bının açığa çıkarttığını yaşamak mecburiyetindedir. Tıpkı bedenin, girdilerinin sonucunu açığa çıkarmak zorunda oluşu gibi. Bu yüzdendir ki, kulun gülmesi, üzülmesi gibi duygular izharını Allah, Kurân’da kendisine bağlamış, intikam alıcı olduğunu benlenmiştir. Bunlar, “KUL”da açığa çıkanların Allah isimlerine/potansiyelin bağlı olduğu içindir.
İSİM ÖZELLİKLERİ YÖNÜNDEN/DOLAYISIYLA TÜM SIFATLARI BENLENEN ALLAH, ZATI orijini İTİBARİYLE DE TÜM İSİM ÖZELLİKLERİYLE AÇIĞA ÇIKANLARDAN BERİDİR!
“KENDİNİ TANI”nın anlamı, ben hissiyatı altındaki her şeyin, “RAB”ının yaratısı ile meydana geldiğini farketmen içindir. Tüm organlarının kaderi nasıl ana rahminde açılan bir programın eseri ise, tüm evren içre evrenlerin programı da “EZEL” denilen potansiyel boyutunda belli ve programlanmıştır. YAŞAMDA TESADÜF VEYA İHTİMAL YOKTUR!"
17.11.2023
***
"İnsanların bu hâline şaşmamak elde değil! İsrail Başbakanı Netanyahu ve kabinesindeki en önemli bakanlar, Tevrat’a dayandıklarını belirterek, diyorlar ki: “YAHUDİ OLMAYAN OLMAYAN HERKES HAYVANDIR! Öldürülmelerinin vebali yoktur! Parası malı evi karısı çocuğu helaldir.” DÜŞÜNELİM LÜTFEN! “YAHUDİ OLMAYAN”… Yani, müslüman, hristiyan veya hangi din mensubu ya da dinsiz olursa olsun! Dünyadaki en önde gelen devletler ve Yahudi olmayan halklar, Netanyahu ve Bakanlarına HAK VERİP, EVET HAKLISINIZ, DOĞRUSUNUZ, SİZİ DESTEKLİYORUZ, demiyorlar mı? Bu durumda Yahudi olmayanlar olarak, neyi hakkettiklerini itiraf etmiyorlar mı? “Evet doğru söylüyorsunuz, Yahudi olmadığımız için biz hayvanız, paramız, malımız, karımız, çocuğumuz size helaldir, bize istediğinizi yapabilirsiniz, biz sizin yaptıklarınızın sonuna kadar arkasındayız!” demiyorlar mı bu durumda yahudi olmayanlar? Ben anlayamıyorum bu durumlarını; siz?"
13.11.2023
***
"İsmi BEYİN olan gerçeğiyle frekans/bilgi yumağıdır, ve bu yapısı itibariyle ÖLÜMSÜZDÜR. Ölümü TADAR! Evren de böyledir. Her an yeni bir şandadır!"
>>> video
13.11.2023
***
"İnanmayabilirsin… İnanıyorum, diyorsan, inancında şüphe olmasın! İnandığında kusur görme! Kusur görmek, inancındaki kusurdur! Allah’a inanıyorum diyorsan, kusur görme, hesap sorma! Kusur görüyorsan, hesap soruyorsan; niye buna müsaade ediyorsun, diyorsan; bu zihninde yarattığın TANRINA aittir! Allah adıyla işaret edileni kavramış, O’na iman etmiş olanda, fiillerinden dolayı kusur bulmak, suçlamak olmaz! “SİZİ DE FİİLLERİNİZİ DE ALLAH YARATTI!" (Lütfen replay ve repost larda emoji kullanmayın)"
11.11.2023
***
"VARLIĞA BAKIŞIMIZI YENİDEN TANIMLAMAK ÜZERİNE FİKİRLER… Genelde beşeri kabullerimiz üzerinden yola çıkarak, İSİMLERE BİR VARLIK VERİP, İSİMLERİ OBJE KABUL EDEREK, DÜŞÜNÜYORUZ. Bu da bizi fark etmemiz gereken realiteden uzaklaştırarak, hayali bir dünyada, gerçeklere dayanmayan bir dünyada, METAFORLAR DÜNYASINDA yaşamamıza yol açıyor. Bilelim ki… İSİMLERİN VARLIĞI YOKTUR! İSİMLER KUTSAL DEĞİLDİR! İsimler yalnızca bir işaret kelimesidir. İSİMLERİN, nesne veya kişiye işaret için kullanılan bir kelime OLMANIN ÖTESİNDE HİÇ BİR VARLIĞI YOKTUR! Önemli olan isimler değil, İSİMLERİN İŞARET ETTİĞİDİR. Ne varki biz genelde isimlere VARLIK verip, o varlığı da beynimizin bilgi tabanına göre tahayyül ederek, isimlenen varlığı gerçekte olmadığı gibi düşünürüz. Yani, CEBBAR OLAN BİR TANRI, gibi! Burada bir obje yaratmışızdır. KURÂN BU KONUDA, İLK OKUNAN AYETİNDE, BESMELEDE BİZİ ŞÖYLE UYARIR: “İSMİ ALLAH”! KURÂN’ı okuyup anlamaya çalışırken, düşünürken, “İSMİ” kelimesinin anlamını göz ardı edip, “ALLAH” adından yola çıkarak, ötemizde bir muhatap oluşturur; sonunda da İNSAN GİBİ DÜŞÜNEN, DAVRANAN, HÜKÜM VEREN BİR İLAH/TANRI noktasına varırsak, hiç bir yorumumuz gerçekçi olmaz. “ALLAH” ismi ile işaret edilen, günümüz ilmiyle bildiğimiz kadarıyla, milyarlarla galaksiyi, trilyonlarla yıldızı barındıran, sayısız varlık türlerini yaratan bir varlıktır. Belki varlık veya yokluk kavramını kabul etmeyen bir kudrettir. Demek oluyor ki, çoğunlukla düşündüğümüz, İNSAN BENZERİ DUYGULARI, KARARLARI, HÜKÜMLERİ OLAN BİR TANRIDAN/İLAHTAN söz edilmemektedir Kurân’da.
Bu girişten sonra şimdi gelelim esas konumuza..
“ESMÂ-ÜL HÜSNA” diye işaret edilen Allah’ın güzel isimleri denen hususa… Önce şunu vurgulayalım, sonra açıklamasına geçelim.. Bu isimlerin soyut/somut varlığı var da, her şey onlardan meydana geliyor, anlayışı beşerce/insanca bir düşüncedir. Her şeyin HAKİKATI olan, ALLAH ismiyle işaret edilen varlığın ilminde, sayısız özellikle yarattığı bir evrende yaşamaktayız! Trilyonlarca yıldızı barındıran evrendeki bir dünyada varolmuş şuur sahibi bir yaratığa, içinde yaşadığı dünyasındakilerin her an nasıl açığa çıktığını farkettirmek için, kendisinde açığa çıkan özellikleri, belirli isimler ile tanımlamıştır ki buna da “esma ül hüsna” denilmiştir. Yani, Allah’ın isimleri var değil, yarattıklarının özellikleri vardır ki, bunlar isimlendirilmiş ve “esmaül hüsna” denmiştir. Yani, tüm esma, yarattıklarından kaynaklanan bir şekilde oluşmuştur. ALLAH adıyla işaret edileni değil yarattıklarındaki özellikleri anlatır! “ALLAH âlemlerden Ganîdir” âyeti de buna işaret eder. Âlemler ismi, tüm yaratılmışları içine aldığı içindir ki, buna esmânın varlığı da dahildir. Bir hakikat ehlinin “âlemler varlık kokusunu dahi almamıştır” sözü bu realiteye işaret eder. Tüm isimlerin işaret ettiği özellikler yaratılmış âlemlerdeki özelliklerdir ki; Allah ZÂTI itibariyle bunlarla kayıtlanamaz. Buna “tenzih” denmiştir. Sıfatlar dahi, insanın varlığını oluşturan “esma”nın işaret ettiği özelliklere göre/dayalı olarak tanımlanmıştır. Bu yüzdendir ki, ZÂTI yani orijini itibariyle mutlak bilinmezdir (Gaybül guyup). Buraya kadar anlattıklarımdan, umarım anlaşılmıştır ki, mutlak olarak bir bilinmezlik olan ALLAH ADIYLA İŞARET EDİLEN, hakkındaki tüm konuşulanlar yalnızca “insan” adıyla var olan kompozisyonun dünyası ile alâkalıdır. Peki o zaman “Allah kızar, sever, intikam alır, duyar, görür” v.b. anlatımları nasıl kavramamız gerekir… İnşâallah onu da başka bir sohpette yazalım."
09.11.2023
***
"Gazzedeki binlerce bebek ve çocuğun, kadının, yaşlının hunharca katliamından oluşan ateş, bu acımasız savaşa tepki göstermeyen hatta destek çıkan tüm devletleri ve halkları tutuşturacak, bu arada çok masum da hayatını kaybedecek. Zulme karşı çıkmayan devletler ve toplumlar ummadıkları yerlerden beterini yaşayacaklardır. Az kaldı…"
08.11.2023
***
"Bugün bilvesile size gençliğimden söz edeyim.. 1963 Eylülünde deist iken bir cuma namazına gitmiştim annemin israrıyla. Camide içimden bir ses bırak bu işleri bize dön, dedi. Döndüm. Bir kaç ay sonra bir dost beni Medine’li Hacı Osman Efendi ile tanıştırdı. Çok kısa sürede yakınlaştırdı beni. Haftada 3 gün Cerrahpaşa’dan Beykoz’a evine gider, ordan alıp Beşiktaş’taki Karaköy’deki, Eminön’ündeki camilere vaaza giderdik beraber. Vaazlarından sonra tekrar Yenköy’e gelir motorla Beykoz’a geçer evine bırakır, Cerrahpaşa’ya dönerdim. İlk temel din bilgimi, tasavvuf anlayışımı ondan edinmiştim. İnsanlar çoklukla vaiz gözüyle bakardı bu Zâta, ama çok daha derinlikli bir kişiydi. Ben askere gidene kadar böyle devam etti, askerdeyken de bekâ âlemine geçti.. O tarihte Sarayburnu açıklarındaki Amerikan savaş kruvazörü boğazdan gelip Eyüb Sultana giden sayısız deniz aracını görünce, değerli bir zatın geldiğini öğrenmiş ve bayrağını tazim için yarıya indirmişti. Tasavvufa, geleceğe dair pek çok anlattığı özel şeyler vardı. Bazılarını yazmıştım. Annemi de çok severdi. 120 günlük riyazata girdiğimde, rahmetli annem kendisine yakınmış, o da bana bir mektup yollayıp çıkmamı istemişti. Akabinde de askere gitmiştim.. O tarihte istanbul’da yüksek maneviyatlı iki zât vardı. Gönenli Mehmed Efendi rahmetullah ve Osman Efendi. İkisiyle de görüşürdüm fakat hoca olarak Osman Efendi bana daha yakındı. 40 yılı Medinede geçmiş, okumadığı eser kalmamıştı ordaki kütüphanelerde. Benim bitmez tükenmez sorularıma sabırla cevap verir hep ilmi tavsiye eder, ilimsiz tasavvuf olmaz, derdi. Kendisi Nakşi idi ama bazılarına Kadiri dersi de verirdi çok özel olarak. Dediğim gibi herkes ilim sahibi vaaz hocası sanırdı. Cüppeli Ahmed Hoca nın bir vaazını yollamışlar. Dinleyince o anılarımı yaşadım şimdi ve sizlerle de paylaşmak istedim. Bazı çok sıkıntılı anlarımda yaşamıma müdahalesine şahid olduğum bu muhterem Zâtı saygıyla anıyorum. Allah indinden mükâfatlandırsın. (1965 yılındaki Dua kitabında ve daha sonra yazmış olduğum “DUA VE ZİKİR” kitaplarındaki duaları ilk kendisinden öğrenmiştim. 1967 yılında yazdığım TECELLİYÂT KİTABINDA yazdıklarımın temelinde de gene kendisinin öğretip yaşattıkları vardır.)
Not: o zaman kendisi 80 yaşındaydı ben 18.. Dede ile torun gibi.."
06.11.2023
***
"Kurân’ı esas alan İslâm erenlerinin “NE YANA DÖNSEN ALLAHIN YÜZÜNÜ GÖRÜRSÜN” bakışı ile Tevratı esas aldığını söyleyen yahudi anlayışını karşılaştırın lutfen:
"Haaretz yazarı İsrailli gazeteci Gideon Levy.."
06.11.2023
***
"İngilizce bilmiyorsun, eline verilmiş otonun kataloğunu ezberliyorsun, tekrar ediyorsun. Otoda bir arıza olduğunda ezberinin ne faydası olur? Bize ESMA-ÜL HÜSNA adıyla Allah’ın güzel isimleri bildirilmiş! NEDİR BU ŞİMDİ? Yukarıda Allah var, diyenlerin TANRISININ farklı isimleri mi? Bize ne o TANRININ İSİMLERİNDEN; demeyin!
Gelelim işin HAKİKATINA…
“ALLAH” adıyla işaret edilen, tüm algılanan ve algılanamayanların HAKİKATİ VE ORİJİNİ OLDUĞU İÇİNDİR Kİ; insan için de bu böyledir. “ALLAH” denildiğinde, sırf tekillik anlaşıldığı gibi; her zerre de, O’nun gayrı olmadığı için, gene aynı isimle anılır. Kurân, insana hakikatini bildirmek amacıyla vahiy olduğu içindir ki; Allah insana, hakikatinin, isimlerinin özellikleriyle varolduğunu fark ettirmek üzere “esma-ül hüsna”yı bildirmiştir. İnsanın bedeni, beyni, zihni, ruhu kısacası tüm varlığı bu isimlerle işaret edilen özelliklerle yaratılmıştır ve de her anı bu özelliklerle devam etmektedir. Yani, insan adıyla işaret edilen yapı, tüm boyutlarıyla bu isimlerin her an yeni bir şan alan kompozisyonudur.
“Ey insan, sen, benim isimlerimin her an değişen bir kompozisyonundan başka bir şey değilsin! Sen “yok”tan yaratılmış “var” algılanan bir varlıksın! Varlık ve yokluk âlemlerinde var olan sadece benim!” denmektedir sanki. İşte bu nedenledir ki, nereye veya kime baksanız, gördüğünüz hep “ESMÂ-ÜL HÜSNA”nın farklı kompozisyonlarından başka bir şey değildir. Bedenin nasıl kimyası varsa, beden bir kimya kompozisyonu ise, insan, ismi arkasındaki her şey de, isimler kompozisyonundan başka bir şey değildir. Bu nedenledir ki, her an, acaba bende hangi isimler zihnimde ağırlıklı çıkarak, ben böyle düşünüyorum, diyebiliriz.
Bir isme dikkat çekelim… “KAYYUM”. Bu ismin işaret ettiği özellik şudur: Bir dışsal yardıma veya etkiye ihtiyaç duymaksızın, her an kendi varlığındaki kudret ile hayatı devam eden. “HAYY-ÜL KAYYUM” dendiğinde, HAYAT sahibi olup, bu hayatı da varlığındaki KUDRETLE devam eden anlaşılır. İşte insanın ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜ de bu husus açıklar. Buradan VAHİY konusuna da kısaca değinebiliriz.. VAHİY de dışarıdan insana gelen bir özellik olmayıp varlığını oluşturan isimler içindeki EL VELÎY ismi kapsamında açığa çıkan İLİMDİR. ARIDA DA BÖYLEDİR İNSANDA DA… Dolayısıyladır ki, kendini tanımak isteyen her kişi RAB adıyla işaret edilen, isimler kompozisyonunu oluşturan “POTANSİYEL”ve o potansiyeldeki özellikleri farketmek zorundadır. Aksi takdirde insan, hayalinde yaratılan TANRI figürüne ALLAH adını etiketleyip, onunla kâh kavga edip, kâh bir şeyler umarak yaşamına devam eder."
05.11.2023
***
"Çoğu kişi bu kelimeyi duyunca öcü görmüş gibi korkar, tarikatlarla bağlantı kurar ve uzaklaşır! Nedir bu kelime? ZİKİR! Peki gerçeği nedir bu kelimenin? Bu isim nerede geçer? O zamanda tarikatlar var mıydı?
ZİKİR KELİMESİNİN TÜRKÇE KARŞILIĞI “HATIRLAMA”DIR. KURÂN, “HATIRLATMAK” İÇİN BİLDİRİLMİŞ BİLGİDİR. KURÂN, insana HAKİKATINI/ORİJİNİNİ “HATIRLATMAK” için bildirildiğine göre, ÖNCELİKLE FARK EDELİM Kİ, ZİKİR BİR ÖTE VARLIK, TANRI, İLÂH İÇİN YAPILAN BİR EYLEM DEĞİLDİR! Kurân ve Resûlullah, Allah ismiyle işaret edilene, kendinden/nefsinden öte bir varlık olarak, iman etmeni yetersiz bulup; geldiği süreçteki müminlere, “EY İMAN EDENLER BEN LİĞİNİZİ YARATAN, HAKİKATİNİZ OLAN (Aminu Billahi) ALLAH’A İMAN EDİN, DEMİŞTİR. Yani ZİKİR, SİZİN BENLİĞİNİZİN HAKİKATİ, RABBİNİZDİR; bu gerçeği HATIRLA; KENDİNİ geçici bir süre kullanacağın bu beden/binek/araç sanmaktan arındır, HATIRLATMASIDIR. ALLAH’I ZİKRETMEK, demek, hakikî varlığının RABBİNİN ESMA KOMPOZİSYONU olduğunu unutma; her an varlığındaki tasarrufun ONA ait olduğu HİSSİYATIYLA yaşa ve herkese de bu gözle, bu gerçeğe göre bak, demektir. Allah adıyla işaret edilenin tüm özelliklerinin potansiyel olarak (Rahman) varlığını oluşturduğunu; ÖLÜMSÜZ OLUŞUNUN NEDENİNİN DE “HAYY” ismiyle işaret edilen bu özellikten kaynaklandığını; ölümsüz varlığının dışardan bir şeye ihtiyacı olmaksızın devam edegideceğine de “KAYYUM” ismiyle işaret edildiğini HATIRLAMAK/ZİKİRDİR. Günün her saatinde, beyninin bilgi tabanında dışsallık veya bedensellikten kaynaklanan veriler nedeniyle kendini, kullandığın beden sanmaktan kurtulup, VARLIĞININ RABBİNİN ESMASINDAN İBARET OLDUĞUNU HATIRLAMAKTIR Z İ K İ R! İmanın hakikatı, bunu hissederek yaşamaktır. Bu yaşamın Kurân’daki tanımı da “daimi salât”tır. Onların şuurlarını yakacak bir ateş de kalmamıştır. Dünya/beden yaşamındayken Allah’ı Allah’la seyir hâlindedirler. Seyri billah, seyri meallah!"
04.11.2023
***
"GELECEĞE DAİR ÖNGÖRÜLERLE ALAKALI BİR BİLGİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM… Gelecekle ilgili öngörüler kişinin 2 kaynağından birinden açığa çıkar.
A. Velâyete bağlı VİZYONLARA dayanan öngörüler.
B. Görünmez varlıklarla irtibata dayalı olarak net ifadeler veya işaretlerle açıklananlar. İkisi arasındaki ana fark şudur: A şıkkındaki öngörüler, geleceğe ait alandan yakalanan kısıtlı alan VİZYONLARIDIR. BU VİZYONLARDA ZAMAN KAYDI OLMAZ. VİZYONLARIN ALGILANDIĞI ALANDA ZAMAN YOKTUR. O YÜZDEN DE BU KİŞİLER VİZYONLARINDAN SÖZEDERLER FAKAT ZAMAN-TARİH BİLDİRMEZLER. B şıkkındaki öngörüler ise farkında olarak veya olmayarak görünmezlerle irtibattan kaynaklanan öngörülerdir. Bunlarda ZAMAN BİLGİSİ VARDIR. Ne var ki, bu söylenenlerin pek çoğu tutmaz. Semadan kulak hırsızlığı yaptıkları Kurân’da belirtilen varlıkların bu öngörüleri bir kısmı da astrolojik değerlendirmelere dayanır. A şıkkındaki Vizyon tesbitlerinde ihtimalsiz net olay söylenirken; B şıkkındaki anlatımlarda ihtimaller ve bir dağınıklık vardır. Astrologların çoklukla dediklerinin tutmamasındaki ana neden de söylediklerinin kaynağının görünmezler olmasıdır. Ama çoğu bunun farkında değildir. Dikkatle bunları izleyenler kaynağı fark edebilir. A şıkkındaki VİZYONLAR beyindeki “EL VELΔ isminin işaret ettiği özellikten kaynaklanır. Bütün resûller, nebîler ve bizim velî olarak bildiklerimiz bu ismin özelliğinin beyinlerinden açığa çıkmasıyla vizyonlarla karşılaşırlar. Bu vizyonlar kişideki isteğe bağlı olmayıp, tamamen istek dışı anlık yaşamlardır. İlhamlar dahi bu sistem içinde oluşur. B şıkkındakilerde oluşan öngörüler ise ya küçük yaştan ya da geçirdiği çok önemli bir travma sonucu yaşanabileceği gibi, yoğun riyazatlar sonucu kurulan bağlarla ortaya çıkabilir. Ya da daha önceki nesillerden gelen bağlılıkların kendilerinde açığa çıkmasıyla oluşur. Velhasılı kelâm, okuduğunuz, duyduğunuz öngörülerde ZAMAN belirtiliyorsa, o konuya ihtiyatla yaklaşmak gerekir, zira gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Sonra, ben bunlara inanmıyorum, hiç bir dedikleri çıkmıyor dersiniz!"
30.10.2023
***
"Dünyada ŞEHİD OLMAYI göze almış tek ordu ile tanıştıklarında, iş işten geçmiş olacak. Her saat daha da güçlenen bir ORDU… CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLU EDEN ORDUMUZ!"
>>> video
29.10.2023
***
"CUMHURİYETİMİZİN 100. Yılında MİLLETÇE TEK YUMRUK OLMAMIZ GEREKEN GÜNLERDEYİZ. ATATÜRK’ün KURDUĞU BU CUMHURİYET OLMASA, YA TALİBAN REJİMİNDE YA DA PADİŞAHLIKTA KÖLE OLACAKTIK. HALEN ÜLKEMİZİ PARÇALAMAK İSTEYEN DIŞ GÜÇLERE VE BİRLİĞİMİZE FİTNE SOKAN İÇ UZANTILARINA KARŞI AYIK OLMAK ZORUNDAYIZ. KUTLU OLSUN CUMHURİYET BAYRAMIMIZ."
28.10.2023
***
"TV HABER KANALLARINDAKİ YORUMCULAR OLAYLARIN NEREYE DOĞRU GİTTİĞİNİ ANLATMA KONUSUNDA (talimat aldıkları için olabilir) açık ve net değiller. Şimdi bir durum tesbiti yapalım eldeki somut verilere göre..
İsrail, Hamas’ın saldırısı sonucu Gazze’yi ve içindekileri, kız kadın, çoluk çocuk, yaşlı genç demeden korkunç bir bombardıman altına aldı. İsrail’in 30.000 civarında olan Hamas kuvvetleriyle başa çıkamayacağını gören ABD, en büyük 2 uçak gemisi filosu ile Gazze açıklarına yerleşti ve yardımcı olarak bir tecrübeli marine korgeneral eşliğinde askerlerini sahaya yolladı. “Sonuna kadar İsrail’in arkasındayız, ona karşı çıkan bizi karşısında bulur.” dedi. Hamas ile mücadele diye başlayan savaş 2 gün önce birden çehre değiştirdi Netanyahu’nun açıklamasıyla, olay Yahudi-İslâm DİN SAVAŞI konumuna geçti. Netanyahu, biz seçilmiş kişiler olarak orta doğuda (Suriye-Irak-Türkiye’nin güney doğu illeri) vaad edilmiş topraklar için savaşıp Mesihi (Müslümanlara göre DECCAL) getireceğiz, dedi. Bunun içinde önce Gazze içindeki her canlı insanı yok etme savaşını hızla sürdürüyor.
En önemli hedef de İRAN’ı haritadan silmek! Türkiye’yi pasifize etmek. AN İTİBARİYLE, müslüman devletler ve Birleşmiş Milletler bu savaşı KINIYORLAR, “KAHROL DÜŞMAN” diyerek. Öte yandan İran da ön planda İsrail arka planda ABD’ye tehditler savurmakta. Dünya devletleri bu olayda ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı İSRAİL-AMERİKA arkasında savaşa katılmaya hazır bekliyor; İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan, Avustralya, Japonya, G.Kore v.b…
Bir kısmı da İsrail’in yaptıklarına karşı olarak guruplaşmış durumdalar. İran’ın tümüyle yanındayız diyen Çin, Rusya, K.Kore, Pakistan, Endonezya, Malezya gibi…
İSRAİL İLÂN ETTİĞİ HEDEFE ULAŞMAK İÇİN İRAN’I VURMAK ZORUNDA, SÖYLEDİKLERİNE TÖVBE EDİP GERİ ADIM ATMAZSA! İran buna karşılık verdiği anda ABD uçak gemileri ve bölgedeki bine yakın savaş uçagı ile devreye gireceğini ilân etti. Rusya, elindeki hipersonik füzelerle uçak gemilerini vurabilecek yetide olduğunu deklare etti. Böyle çatışma başladığında, ABD, Rusya’nın Akdenize inmesini engellemek için BOĞAZLARA ELKOYMAK İSTEYEBİLİR, RUSYA DA BUNA İZİN VERMEMEK İÇİN ALANA İNEBİLİR Mİ?
Kısaca özetlemeye çalıştığım bu şartlarda TÜRKİYE’nin POZİSYONU NE OLUR? Türkiye Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı son iki gün içinde, Hamas’ın vatanlarını kurtarmak isteyen savaşçılar olduğunu; derhal ateş kes ilân edilmezse çok büyük bir bölgesel hatta dünya savaşının çıkabileceğini dillendirdi. Bu arada orta doğudaki savaşta Türkiye’yi etkisizleştirmek için ABD, PKK VE YUNANİSTAN KOZLARINI oynayıp, büyük sıkıntı yaşatabilir mi?
Evet, özetle şu an için görülenlere göre bir resim çizmeye çalıştım. Her türlü hata payımla.. Sürçü lisan ettiysek affola!"
27.10.2023
***
"Her olayda prensip olarak en kötüye göre hazırlanılması taraftarıyım. En kötüsü olmazsa da şükrederim. Sizde en kötü neler olabileceğini düşünüp, ona göre elinizden gelen tedbiri alıyor musunuz? Yoksa, bir şey olmaz, deyip keyfinize mi bakıyorsunuz?"
26.10.2023
***
"BM DE ATEŞ KESME KARARI OYLAMASINDA ATEŞ KES UYGULANSIN DİYEN DEVLETLER VE ATEŞ KESE HAYIR, DİYEN DÜNYADAN BÜYÜK 3 ÜLKE: AMERİKA İSRAİL İNGİLTERE. SONUÇ: 3 devletin dediği oluyor! Güçlü güçsüzü yer!"
"Who backs immediate ceasefire?"
26.10.2023
***
"HASTANEYE BOMBAYI HAMAS ATTI PROPOGANDASI PATLADI!"
25.10.2023
***
"Düşünen beyinlere ne ibret var! Bir yanda yaşadıkları şehir dümdüz edilmiş yüzbinlerle ŞEHİD, iş makineleriyle toprak altına bırakılıyor; diğer yanda alttaki videoda izleyeceğiniz hayatı yaşayan müslüman(!) ülkeler!
video: https://www.youtube.com/watch?v=WX6hJEy8UEY
Bu savaşta siviller de öldürülecektir diyen GÜÇLÜ; diğer yanda ALLAH adıyla işaret edilenin SİSTEMİNİ (sünnetullah) anlamamış milyarlık İslâm ülkeleri. Sünnetullah: GÜÇLÜ GÜÇSÜZÜ YER! BİR YANDA, ÖTEDEN SEYREDEN TANRIYI DAVET İÇİN, TÜM GÜÇLERİYLE VAAD EDİLEN TOPRAKLARI OLUŞTURMAYA ÇALIŞAN GÖZÜ KARALAR… GÜÇLÜLER! DİĞER YANDA, KEYİFLERİ KAÇMASIN DİYE, YALNIZCA LAF YAPIP, YUKARIDA VAR DEDİKLERİ TANRILARININ İNİP KENDİLERİNİ KURTARACAĞINI UMAN GÜÇSÜZLER. HERKES HAKKETTİĞİNİ ALIYOR SİSTEM İÇİNDE! Allah imanla yaşamayı nasip etsin bizlere!"
"More video showing the level of destruction in Gaza following weeks of intense Israeli airstrikes!"
25.10.2023
***
"İnsanlar ne kadar azgınlaşır, zalimleşirse o kadar da belayı davet ederler. Belânın gecikmesi, azgınlık ve zalimliklerin daha da artmasına müsaade içindir. Mağdurlar dünyada ibadet ve diğer fiillerle kazanamayacakları mükafaatları bu çilelere katlanarak elde ederlerken, bu onlara bir Rahmet iken; aynı olay zâlimlerin yaptıkları zulümlerin karşılığını sonsuza dek çekmeleri içindir. Hüküm verilmiştir! Zâlimler sonsuz azaba, mazlumlar sonsuz nimete erecektir."
19.10.2023
***
"Uzun Yıllardır anlatmaktan dilimizde tüy bitti! GERÇEKTE DALGABOYLARINDAN OLUŞAN 2D BİR EVRENDE YAŞAMAKTAYIZ; OYSA BEYNİMİZ BU DALGABOYLARINI DÖNÜŞTÜREREK MADDELER EVRENİNDE YAŞADIĞIMIZ ALGISINI YARATMAKTADIR. KISACASI, TAMAMİYLE BEYNİMİZİN YARATTIĞI KENDİ ÖZGÜN HOLOGRAM DÜNYAMIZDA YAŞAMIMIZ DEVAM EDİYOR. Dinde bu algı boyutuna KÂBİR ÂLEMİ denmiştir. RENKLER DAHİ BEYNİMİZİN YARATTIĞI, RENKSİZLİK DÜNYASINA AİT BİR ALGIDIR!"
>>> video
18.10.2023
***
"VİCDAN İNSANA AİT BİR HASLETTİR."
>>> video
15.10.2023
***
"Yahudilerin inancına göre YAHUDİ OLMAYAN HERKES HAYVANDIR!"
>>> video
14.10.2023
***
"Basîretinizi kendi kendinize test edin.. Olaylar hakkındaki öngörüleriniz, yaşanan ve yaşanacak olanlarla ne kadar aynılaşıyor?"
12.10.2023
***
"SADECE MÜSLÜMAN OLDUKLARI, ALLAH VE RESÛLÜNE, KURÂNA İMAN ETTİKLERİ İÇİN KADIN, ÇOCUK, YAŞLI AYIRD EDİLMEDEN ÖLDÜRÜLENLER ŞEHADET MERTEBESİ NASİP OLAN ŞEHİDLERDİR."
11.10.2023
***
"İsrail uyardı: Hızbullah savaşa katılırsa IDF KOMPLE SURİYE’YE GİRİP ŞAM’I YIKIP GEÇECEKTİR…."
>>> haber
09.10.2023
***
"Ne duyduğunuz müslümanlık, İSLAM; ne de duyduğunuz anlatılan peygamber, RESÛLULLAH! Önce şunu vurgulayayım ki, RESÛLULLAH a.s. son derece, esnek, hoş görülü, zorlayıcı olmayan, “gerçekler bu, yapabildiğiniz kadarını yapın” anlayışında olan bir Zat! Şartlara göre değişken uygulamalar yapmış, fleksibıl bir kişilik. Zaten bu yüzden de mezhebler doğmuş! Gün gelmiş cuma namazını tam güneş tepede öğle vaktinde eda etmiş, kah da ikindi vaktine kadar uzatmış. Namazda kâh ellerini sallamış iki yana, kâh da bağlamış. Kâh sahuru erken tutmuş, kâh da günün ilk beyazı görünene kadar uzatanlara bir şey dememiş. Uzatmayayım, hadis bilgisi olanların bildiği gibi, fiiller alanında son derece esnek, kolaylaştırıcı bir önderdi. RESÛLULLAH DI! Esas üzerinde durduğu ana konu İMAN ANLAYIŞI idi. Yüzyıllardır örtülmüş KURÂN BİLGİSİNİN ANA KONUSU DA ALLAH ADIYLA İŞARET EDİLENE İMAN MESELESİDİR. ÖLÜMLE ÖLÜMSÜZLÜĞE GEÇİŞ AŞAMASINDAN SONRA İNSANA CENNETİ YAŞATACAK OLAN YALNIZCA, ALLAH İSMİYLE İŞARET EDİLENE İ M A N DIR! Çünkü, ALLAH ADIYLA İŞARET EDİLEN, SENİ CENNETE SOKACAK YA DA CEHENNEME ATACAK BİR GÖK TANRI, ÖTENDEKİ BİR İLÂH DEĞİLDİR. HER ŞEYİN VE SENİN VARLIĞININ HAKİKATİ OLAN, TEK, EŞSİZ, BENZERİ, MİSLİ OLMAYAN, SONSUZ SINIRSIZ ÖZELLİKLİ KUDRETTİR. SEN EĞER HAKİKATİN OLAN BU KUDRETE İMAN EDİP, DIŞSALLIKTA VE İÇSELLİKTE BU HAKİKATİ HİSSEDEMEZSEN; dünyada da, bedensizlik yaşamında da cehennemi yaşarsın! Anlayışı kıtlar, tüm din anlayışlarını, KURÂNDA İŞARET EDİLEN HAKİKATİ KAVRAYAMADIKLARI İÇİN, İSLÂM DİNİNİ GÖKTEKİ TANRININ DİNİ OLARAK ALGILAYIP, TÜM DÜŞÜNCE SİSTEMLERİNİ BUNUN ÜZERİNE BİNA EDİYORLAR. Sizler de hiç düşünmeden, onların birbirlerine verdikleri pâyeler etiketler yüzünden, söylediklerine inanıp, sonsuz geleceğinizi yanlış rota nedeniyle MAHVEDİYORSUNUZ! İslâm Dinine göre HİYERARŞİ YOKTUR! KULLUK YOKTUR! HERKES BİREBİR RABBİYLE MUHATAPTIR VE RABBİNİN KULUDUR, RABBİNİN MUHTEŞEM ÖZELLİKLERİNİ FARKETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. Bu da TAKLİTLE OLMAZ, HİSSEDİP YAŞAMAYI VE HER ŞEYİ O PENCEREDEN SEYRETMEYİ GETİRİR. ALLAH YALNIZCA ŞİRKİ AFFETMEZ; bunun dışındakileri dilediğine affeder! Kurân’daki HÜKÜMDÜR BU! Eğer, GERÇEKTEN KURÂNI, RESÛLULLAHI, İSLÂM DİNİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ, bırakın çeşitli etiketler taşıyan din anlatanları bir yana; anlatmaya çalıştığım ALLAH ismiyle işaret edileni farkedip, TÜM DİN ANLAYIŞINIZI BU REALİTE ÜZERİNE BİNA EDEREK, ŞİRK TEN ARININ. YAŞAMINIZIN EN ÖNEMLİ KONUSU BUDUR, bence! @CPasaHasan hoca da Resûlullah’ın bu militarist olmayan, esnek anlayışına örnekler vermiş aşağıda:
*
***
*****