Sen´im BEN!... Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"
Sen´im BEN!...Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"                         

 

"Delail-i Hayrat´ın yazılmasına vesile olan

salavatı şerife!"

 

Allahümme salli ala ruhı seyyidina Muhammedin fil ervahı. Allahümme salli ala cesedi seyyidina Muhammedin fil ecsadi. Allahümme salli ala kabri seyyidina Muhammedin filkuburi. Allahümme salli ala ebliğı ruhı seyyidina Muhammedin minni tehiyyeten ve tesliym

 

Değerli Dostumuz Hasan Güler diyor ki:

 

 “..bana göre buranın arapçası: Allahümme belliğ ruha seyyidina Muhammedin minniy tahiyyeten ve teslimen.

 

Böylece Salavatın bu şekil okunuşuna kanaat getirdik:

 

Allahümme salli ala ruhı seyyidina Muhammedin fil ervahı. Allahümme salli ala cesedi seyyidina Muhammedin fil ecsadi. Allahümme salli ala kabri seyyidina Muhammedin filkuburi. Allahümme belliğ ruha seyyidina Muhammedin minniy tahiyyeten ve teslimen.”

 

Anlamı:

 

“Allahım, ruhlar içinde Efendimiz Muhammed’in ruhuna salat eyle; Allahım, cesedler içinde Efendimiz Muhammed’in cesedine salat eyle; Allahım, kabirler içinde Efendimiz Muhammed’in kabrine salat eyle; Allahım, Efendimiz Muhammedin ruhuna benden bir tahiyye ve teslim (Selam ve teslimiyetimi) ulaştır...

 

Not:

Delail-i Hayrat yazarı Seyyid Süleyman El-Cezuri hazretleri Cezayirde yaşardı.Salih kişilerdendi. Keza hanımı da. Seyyid Süleyman El-Cezuri hazretleri bir gece uyandı ve baktı ki hanımı yanında yok, merak etti. Derken bir müdded sonra, sabaha doğru, hatun geldi. Sordu merakla Seyyid Süleyman El-Cezuri hazretleri:

 

Hanım gece neredeydin?

 

Hanımı cevab verdi:

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi ziyarete gittimOradan geliyorum!

 

En beklenmiyen bir cevaptı buGözünün gördüğünden fazlasına aklı ermiyen, bir kedi, köpek, kuş, tavukdan daha aciz olup, hayatta her şey´in maddiyattan ibaret olduğunu zanneden çok akıllılar (!) için imkansız birşeydi bu.

 

Seyyid Süleyman El-Cezuri Hazretleri ilk anda hayretle karşıladı bu işi. Nasıl hayret etmesindiCezayir ile Mekke arasındakı mesafe, o zamanın vasıtası olan develerle altı aya yakın bir zaman alırdı. Halbuki Seyyid Süleyman El-Cezuri Hazretlerinin aklına ruhaniyyet gelmemişti:

 

İyi ama nasıl oluyor bu iş? Bu kadar kısa (bir gecede) zamanda nasıl gidip gelebilirsin?

 

Ruhaniyet yoluyla..!

 

Hanımı katiyen yalan bilmezdi Hazretin. İnandı bu söz üzerine... Ve gene sordu:

Peki , bana da öğretsene bu işi nasıl yaptığını ?

 

Bir salavat-ı şerifeye çokça devam ediyordum sonunda bu hal vasıl oldu bana!

 

Bana da öğretirmisin o salavt-ı şerifeyi?

 

Burada biraz durdu ve sonra şöyle konuşdu:

Salavat-ı şerifeyi sana öğretmeme müsaade etmiyorlar. Sen istiyorsan arayıp bulabilirsin onu...”

 

Bunun üzerine Seyyid Süleyman El-Cezuri Hazretleri, yola çıktı, köy köy, kasaba kasaba, memleket memleke; diyar diyar dolaşdı ve kimden bir salavat-ı şerife duydu ise onu defterine yazdı!.. Ve nihayet bir gün memleketine döndü ve hanımının karşısına geçerek bulup topladığı salavat-ı şerifleri teker teker okumaya başladı...

 

Nihayet yukarıda metnini verdiğim salavat-ı şerifeye gelince, hanımı gülmeğe başladı, Seyyid Süleyman El-Cezuri Hazretleri anladı ki aradığı bu idi...

 

Ve sonra o da Seyyid Süleyman El-Cezur Hazretleri oldu!!

 

İşte Delail-i Hayrat´ın ilk tertiplenişi ve yukarıda metnini verdiğim salavat-ı şerifenin bulunuşu..

 

İbret almak gerek bu gibi anlatılanlardan. İbret almaksızın bakan göz, budak deliği gibidir.

 

Kaynak:

Büyük Dua Kitabı, Rehber-i İbadat-i Maneviyye,

Ahmed Hulusi

 

* * *

 

Not:

Delail-i Hayrat kitabı üzere, çok ilginç bir gelişme daha oldu:

 

Zamanının en önde gelen Evliyâullahından olan Seyyid Ahmed Bedevî Hazretlerinin tertiplemiş olduğu bu Salâvatı Şerîfenin şöyle bir olayı vardır… Bir zâtı muhterem, Efendimiz’e salâvatları ihtivâ eden “Delâili Hayrât” nam kitabı tam ondört kere okumuş, bir gün içinde… Ve o huzûr veren yorgunluk ile uykuya dalmış!..

 

Rüyasında Efendimiz Aleyhi’s-Selâm’ı görmüş ve kendisine şöyle denilmiş:

 

Ondört kere Delâili okuyacağına bir kere bu salâvatı okusaydın, sana kâfi gelirdi!..

 

Düşünün Delâili Hayrat kitabı yüzlerce salâvatı şerifeyi ihtiva eden bir salâvat kolleksiyonudur!.. Ve çok değerli bir eserdir… Böyle bir kolleksiyonu on dört kere okumaktan daha değerli olarak anlaşılıyor bu salâvat… Hiç olmazsa günde bir kere okusak!

 

„Allahümme salli alâ seyyidina ve mevlâna Muhammed’in şeceretil aslin nuraniyyeti ve lem’âtil kabzatir rahmaniyyeti ve efdalil haliykatil insaniyyeti ve eşrefis suveril cismaniyyeti ve menbâil esrâril ilâhiyeti ve hazainil ulûmil ıstıfaiyyeti, sahibil kabdatil asliyyeti ver rütbetil âliyyeti, vel behcetis seniyyeti men in derecat; en nebiyyûne tahte livâihi fehüm minhü ve ileyhi ve salli ve sellim aleyhi ve alâ âlihi vesahbihi adede mâ halakte ve razakte ve emette ve ahyeyte ilâ yevmin teb’asu men efneyte ve salli ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliymen kesiyra.

 

Kaynak:

Üstad Ahmed Hulusi Dua ve Zikir kitabında RASÛLULAH’A SALÂVATLAR“ bölümü. 

 

* * *

 

Ondört kere Delâili okuyacağına bir kere bu salâvatı okusaydın,sana kâfi gelirdi!..” diyen ve bu Salavatı bizatihi öğreten Resulullahın salavatını tabii ki mana ağırlıklı tercüme yapdırdık Hasan Güler Dostumuza! Allah razı olsun!

 

Salavat:

 

„Allahümme salli alâ seyyidina ve mevlâna Muhammed’in şeceretil aslin nuraniyyeti ve lem’âtil kabzatir rahmaniyyeti ve efdalil haliykatil insaniyyeti ve eşrefis suveril cismaniyyeti ve menbâil esrâril ilâhiyeti ve hazainil ulûmil ıstıfaiyyeti, sahibil kabdatil asliyyeti ver rütbetil âliyyeti, vel behcetis seniyyeti men in derecat; en nebiyyûne tahte livâihi fehüm minhü ve ileyhi ve salli ve sellim aleyhi ve alâ âlihi vesahbihi adede mâ halakte ve razakte ve emette ve ahyeyte ilâ yevmin teb’asu men efneyte ve salli ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliymen kesiyra.“

 

Ve anlamı:

 

Allahım, nur şeceresinin aslı, Rahmaniyyet parlamasının kabzası, insan mahlukatının efdali, cismani suretlerin en şereflisi, uluhiyyet sırlarının menbaı, seçilmiş-arı ilimlerin hazineleri; aslı kabza, ali rütbe, yüce güzellik sahibi; Efendimiz, Mevlamız Muhammed’e salat eyle; ki tüm Nebiyler Onun sancağının altındadır, onlar Ondandır Onadır... Ve  Ona, Onun ali’ne ve ashabına yaratıp rızıklandırdıklarının, öldürüp dirilttiklerinin adedince, fani ettiklerini ba’settiğin güne kadar salat ve selam eyle... Ve yine Ona ve diğerlerine salat ve teslim-i kesir (hakkıyla selamet-esenlik) olarak selam eyle..

 

“Ondört kere Delâili okuyacağına bir kere bu salâvatı okusaydın, sana kâfi gelirdi!..”

 

Hz.Muhammed Mustafa s.a.v

 

* * *

 

Okuma tavsiyemiz:

 

"Salâvat ve Ayna Nöronlar"

 

"Rasûlullâh’a Salâvatlar"

 

"Dua ve Zikir"

 

"Salâvat ve Ayna Nöronlar / Sesli kitap"

 

* * *

 

“İnsanlardan bana en yakın olanı bana en çok salât getirendir.”

 

“Kim kabrimin yanında bana salât ederse, ben onun sesini işitirim. Kim uzaktayken benim üzerime salât getirirse, o bana ulaştırılır…”

 

“Her DUA semâya yükselmekte güçsüzdür; bana salât edince gücüne kavuşur, yükselir (icabet makâmına)...”

 

Hz.Muhammed Mustafa s.a.v

 

İletişim:   SufiCaN@web.de


Sayfa Tasarım: 

Cüneyd Yayla (SufiCaN)

Akın Apardı

 

AH özel sohbetleri yazıya ceviren:

Saffet Eygi

@Saffet_eygi

 

AH sözleri ingilizce toplayan:

Akın Apardı

 

AH Evrensel Sırlar Piyes:
Selim Kartal Bicer
Sevda Bicer

Mehmet Cetin

Serkan Yenal
Zeynep Bodur