Hikaye -54-
"ANTiBiYOTiK"
"Bir" varmış! Bir yokmuş... Evren içre evrenler, boyutlar, katmanlar varmış...
Birinin ilacı diğerine kıyamet olurmuş!!..
“Bak yavrum“, diye söze başladı yaşlı bakteri..
“Sen sen ol, göklerden gelecek olan o beyaz tehlikeye karşı hazırlıklı ve uyanık ol.”
Nüfusu trilyonlara varan ırkın defalarca yaşadıkları kıyametler ve toplu katliamların ardından geçirdikleri mutasyon sebebi ile hayatta kalmayı başarıp, yaşamlarını sürdürebilen fertleriydiler onlar. Kendi aralarında bir çok millete ayrılmışlardı. Bölünme yolu ile çoğalıyorlardı..
O kadar çabuk ürüyorlardı ki, gezegenin diğer ırklarından biri olan baş düşmanları
“BEYAZ HÜCRE” halkı ile yaptıkları her savaştan sonra, nüfuslarındaki büyük azalmalara rağmen toparlanmaları ve çoğalmaları uzun sürmüyordu. Gece veya gündüz, uyku ya da uyanıklık gibi hallerin geçerli olmadığı, beden ismini verdikleri “GEZEGENLERİNDE” zaman kavramı olmadan yaşamlarını sürdürüyorlardı.
Gezegenin sonu gelmeden akıp giden kırmızı nehirlerinde seyahat ederek, ORGAN denen devasa kıtaları dolaşıyor, yerleşecek uygun bir ortam arayıp bulduklarında bır sonraki savaşa hazırlanıyorlardı. Kendilerini yok etmek isteyen beyaz hücre halkı yetmezmiş gibi, bir de göktaşı tehlikesi (!) vardı gezegenlerinde...
Kendilerine göre çok uzun denebilecek aralıklarda gezegenlerinde göktaşı yağmuru olur, ortalık cehenneme döner ve bu devasa göktaşlarının parçalanıp dağılması ile birlikte ortaya çıkan bir takım uzaylı varlıklar, bakteri halkının kıyamet olarak tanımladığı toplu ölümlere sebep olurdu. Kıyametten kurtulanlar bir sonraki göktaşı yağmuruna karşı daha bir hazırlıklı olmak ve uzaylıların kullandıkları kimyasal silahlara dayanabilmek için gezegenin ıssız bölgelerine gider, bilimsel çalışmalarına devam ederek savunma sistemleri geliştirir, bu arada çoğalır ve güçlenirlerdi.
Üzerinde yaşadıkları beden gezegeninin de bir ömrü ve sonu olduğunu söyleyen yaşlı bilgeler de vardı ama çoğu bu söylentilere pek kulak asmazlar, hiçbir şey olmamış gibi yaşamlarına kaldıkları yerden devam ederlerdi......
...... Akciğer enfeksiyonu nedeni ile işine gidemeyen genç adam evinin salonunda ayaklarını uzatmış televizyon seyrediyordu. “Yine savaş, yine kan, yine ölüm.. Hergün aynı haberler” diye düşünürken antibiyotiklerini almadığını hatırladı ve mutfakta akşam yemeği için aldığı balıkları ayıklamakta olan eşine seslendi:
“Hayatım, ilacım ve yanında bir bardak su verir misin lütfen!”
(Birinin ilacı diğerine kıyamet olurmuş!!..)
Kartal Biçer
19.05.2014 - Londra