Sen´im BEN!... Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"
Sen´im BEN!...Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"                         

"Muhammedi Demirci ve Kutupluğun sırrı"

(İnsanlığın sırrı)

 

Hakikatın Özü kitabından:


....asil kutup: Muhammedi Hakikatın mazharı ve ilahi isimlerin kapsayıcısı olur. Her asırda bu niteliklere sahip bir kişi olur; iki olmaz. Ama bu dereceden aşağı olmak üzere ve batın ehli çoktur. Eger bir kimseye Kutupluk derecesi ihsan edilirse, bu kişi kendi zamanında yaşayan iman ehlinin batın hamisi olur. Bütün iman ehli, O´nun himayet sancağının altında olurlar.

 

Bazı sofulara göre, her bir kimse kendi zamanının Kutbunun varlığını tasdik ve itiraf etmeklde yükümlüdür. Hatta:

"
Zamanının İMAM'INI tanımadan ölen bir kimse cahiliye üzere ölmüş olur.."

 

Hadisi de bu anlamı vurgulamaya yöneliktir, derler. Fakat Kutb´un kim olduğunu akıl ile öğrenmeye uğraşmak abesle iştikaldir. Ancak yüce ALLAH´ın bildirdiği kimseler, Kutb´un kim olduğunu bilirler. Kutupluk derecesini haketmek, çok ibadetle ve aşırı bir riyazetle varılacak bir sonuç değildir. Bu son derece büyük bir makam, daha doğrusu ucsuz bucaksız bir nimettir. Kemal derecesine erişen nice Evliya vardır ki, bunların şöhretleri bütün dünyayı kaplamış, kerametleri oldukca fazla ve olağanüstülükleri sayılmayacak kadar çok olduğu halde Kutupluk makamına erişememişlerdir.

 

Dervişler arasında:

Falana Kutupluk Makamı verilmişde almamış, falan kişi Kutupluğu kabul etmemiş.. şeklinde yaygın bir söylenti vardır.. Ama bunun aslı yoktur. Yanlış bir şeyi söylüyorlar..

Çünkü, yüce ALLAH, hikmeti gereği öngördüğü bir maslahatı kullarına sormaz. İnsanlarla müşavere etmek, O´nun şanına yakışmaz. O, herkesin hak ettiği dereceyi verir.

Bir kimse, Kutupluk derecesini hak etmişse, ona Kutupluk kisvesi giydirip ihsan eder.

Ama , bir kişiye sormak ve o kişinin de: ..ben bu dereceyi isterim veya istemem.. gibisine söz söylemek şeklinde bir durum söz konusu olamaz. İlahi bağışlar kesindir. Bunları reddedilmesiyle yok olmaları olumsuzlanmaları mümkün değildir...

 

Hatta Eb´ul Hasan Şazeli Hazretleri bulunduğu derecelerin ağırlığına tahammül edemediği için, bu derecenin kendisinden alınması yönünde bir duada bulununca, ona şöyle seslenilmisti:

Biz verdiğimiz bağışı geri almayız, ama daha fazlasını dilerseniz, bu isteğinize icabet ederiz..

.. bunun üzerine Şazeli Hazretleri derecesinin arttırılmasını istemiş derhal daha üst bir dereceye yükseltmiştir.

Eger bir Velinin Kutup olma kapasitesi yoksa, her ne kadar ulu Velilerden olsa da, istemekle temenni etmeklde ona Kutupluk Makamı verilmez. Arifler sultani Bayezid buyurmuştur ki:

... Benim zamanımda, kemal derecesine erişmiş yetmiş bin Veli vardı. Bunların her biri ibadet, riyazet, keşif ve keramet sahibiydi. Onlardan daha alt düzeyde olmak üzere, birçok Veli vardı. Fakat, o asrın Kutbu, henüz keşif mertebesine erişmemiş, okumasız, yazmasız (ümmi) bir demirci ustasıydı. Bu usta gece ve gündüz çocuğunu gecindirmek icin demircilik zanaatiyle uğraşırdı.. Ben ise, hayretler icinde, acaba
Kutupluğun sırrı nedir ki, bunca Veliye verilmeyip de bir ümmiye, henüz basiret gözü acılmamış bir demirci ustasına verilmiştir diye, şaşkınlıkla soruyordum?..

 

Bir gün adı gecen demircinin dükkanına gittim, selam verdim. Demirci yanıma gelip elimi öptü. Benden, kendisine dua etmemi istedi.

 

Ben ona dedim ki:

"Ben senin ayaklarını öpeyim, sen bana dua et!"

 

Bu zat bana su cevabı verdi:
"Ama sana dua etmekle, benim icimdeki derdim, derman bulmaz.."

 

O Zata dedim ki:
"Acaba derdiniz nedir? Bize haber verseniz, belki çaresine bakarız?"

 

O Zat:

"Acaba mahşerde, bu kulların hali nice olur?"

 

..diye hüngür hüngür ağlamaya başladı.. Onun icinin derdi, beni de etkiledi, beraber ağladik..

o esnada bana söyle seslenildi:

"Bunlar
nefsi nefsi diyenlerden değildir!.. ÜMMETi.. ÜMMETi.. diyenlerdendir!!"

 

Derhal kalbimdeki şaşkınlık ortadan kalktı.. Anladım ki, bu Zatların yetenekleri farklıdır.

Bunlar Muhammedi kalıba dökülmüş, Muhammedi Gercekliğe mazhar olmuş kimselerdir.

Fakat bu adam henüz keşif derecesine erişmediği için Kutup olduğunun farkında değildi..

Ona dedim ki: "İnsanların azap görmesinden size ne zarar ilişir?" Buyurdular ki:

 

"Ey kardeş! Benim fıtratım, şefkat ve merhamet suyuyla yoğrulmustur. Bu yüzden Cehennemin bütün azabı bana yüklenip diger insanları affetseler bundan memnun olurum!"

 

Beyit:

Ademoğulları, birbirlerinin uzuvlarıdir.
Yaratilişda her biri ayni cevherdendir.

 

Kıta:
Hikmeti gör, ibret gözüyle ihsana bak
Hak yolunda malını ve canını veren yiğitlere bak

uğursuz nefsin arkasında gece gündüz koşmadasın

canını canana kurban eden sultana bak

 

Ondan sonra kendisiyle uzun süre arkadaşlık ettim. Namazda okumak icin, bilmedigi bazı sureleri benden öğrendi. Buna karşilik benim iç dünyam öylesine Rabbani feyizle doldu ki, kırk senede elde edemediğim dereceleri, o mecliste kazandım.

 

O zaman anladım ki: Kutupluk sırrının başka bir anlamı vardır, ne ilimle ve ne de çok amel etmekle kazanılan bir makamdır. "Bu Allahın lutfudur, onu dilediğine verir!"

 

Kutup olan Zat, yeryüzünde Hakkın vekilidir. Kalbi, ilahi nurların iniş yeri, sonsuz feyizlerin yansıdıgı mekandır. Onun zamanında yaşayan ne kadar mü`min varsa, gerek alim, gerek Veli, tümüne Kutbun içsel feyizlerinden pay alırlar. Çünkü o zatın kalbi, feyizler bahseden ulu ALLAH´ın nazargahıdır. Zamanın Kutbunun aracılığı olmaksızın, birlik denizinden feyiz almak mümkün değildir."

 

Kaynak ve mutlaka OKUma tavsiyesi:

HAKİKATİN ÖZÜ (ZÜBDET'ÜL HAKAİK)  M.Aziz Nesefi (K.S)

 

***

 

Ek bilgi:

"Ya Rabbi vücûdumu o kadar büyüt ki,
cehennemi ben doldurayım.

Oraya bir başkası girmesin!!                                    Hz.Ebu Bekir r.a

 

"Kuran-ı okuyunuz ve ağlayınız, eğer ağlayamazsanız ağlatılırsınız!"

Hz.Muhammed s.a.v

 

"Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol!..." Hz.Muhammed s.a.v

 

Ben hüzün Nebisiyim, hüzün benim dostumdur!”  Hz.Muhammed s.a.v

 

Kur´an bana hüzünlü nazıl oldu!“ Hz.Muhammed s.a.v

 

"Eğer bir dost edinecek olsaydım Ebubekir'i dost edinirdim. Ama benim dostum Allah´tir!  Hz.Muhammed s.a.v

 

Ebu Zerr r.a.`den:
Rasûlullah (salla`llâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Ben,
sizin görmediğinizi görüyor, işitmediğinizi işitiyorum. Gök gıcırdadı ve gıcırdamasında haklıdır. Çünkü dört parmaklık bir boş yeri yoktur ki, orada alnı ile ALLAH`a karşı secdeye kapanmış bir melek bulunmasın.
VALLAHİ, benim
bildiğimi bilseniz az güler, çok ağlardınız. Kadınlarınızla yataklarınızda zevklenmeyi bırakıp ALLAH`dan imdad dilemek üzere dışarıya fırlardınız.(Bunlar manzaralar karşısında) kesilip, (bir varmış bir yokmuş) hâline gelecek bir ağaç olmak isterdim!"

 

"Bir cenaze ihtifalinde Resûlullah (s.a.v) ile beraberdik. Bir kabrin kenarında durup ağladı, ağladı. Öyle ki yer ıslandı. Sonra, «Ey kardeşler, işte bunun için hazırlık yapınız" diye buyurdu.

 

***

 

Muhammedi Üstad Ahmed Hulusi´den "Kutup,Divan, Ricale Gayb vs vs" üzere önemli bilgiler:

 

"Velâyet Kemâlatı"

 

"Ricâl-i Gayb"

 

"Divan hakkında!"

 

* * *

 

Not:

 

Kim bilir.. günümüzde yaşanan bunca zulüm, vahşet haksız yere dökülen kan, savaş,

fitne fesat sonucu geceleri ıssız yerlerde terk edilmiş sanısı içinde ağlayan garipler üzere,

acaba Üstadım ne his ediyor?

 

Bize, bizlere, bütün dünya için Dua et lütfen Üstadım!..
Dostlarım birbirimiz için, Allah için dua edelim!..

DUA!..


Kutupluğun sırrını öğrendiniz!..

 

Bu aynı anda insan olmanın da sırrınıdır!


İnsan ağlar... ALLAH için ağlar.. ALLAH için güler..
ALLAH için yaşar... doğal olarak "
kendini bir beden gibi his eder!"..
ÜMMETIM! der....


"Karşındaki birimi,parmağın, ya da dudağın, ya da kulağın, gözün gibi göremediğin

sürece ŞİRKTESİN!.." der Üstadim Ahmed Hulusi!...


Bunu iyi anlayın!..

 

"İnsan ve Kuran ikizdir!" ve "Kuran-ı okuyunuz ve ağlayınız,

eğer ağlayamazsanız ağlatılırsınız!" diyen Resulullahı iyi anlayın!

 

ALLAHı bilen yaşayan ise, benliğin erimesi ile, ALLAH için ağlar...
ÜMMETi yakinen his ettiği için!...
ÜMMET olduğu icin! Nefsi, ego benliği terk ettiği için!...

Ve böylece Resulullah ve Son Nebi´nin sözlerini:


"Ben hüzün Nebisiyim! Kuran hüzünlü nazil oldu! Hüzün Dostumdur!
Kuranı okuyunuz ve ağlayınız, bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardığınız
"
yakinen anlar, his eder ve yaşardınız!..

 

Muhammedi olup, Ümmetim gerçeğini yaşayan bir ZAT Hz.Ebu Bekirin sözünü

de tekrar yazalım:"Ya Rabbi vücûdumu o kadar büyüt ki, cehennemi ben doldurayım.

Oraya bir başkası girmesin!!   

 

Ahmaklar der ki: "Duygusalık bunlar!.. Allahı bilen yaşayanda duygusallığa yer yoktur! Resulullahın bile ağlaması hep mecaz idi.. cevresini etkilemek içindi!. Yoksa içden, gerçekden ağlamıyordu! Kader sırrını bilen ağlar mı yaw?!"

Benlik sahibi, yükselen bilinci ile, hayal dünyasından böyle söyler..

 

ALLAH ilim ve haşyet ihsan eylesin!.. 

 

Böyle insanlar için tavsiyemiz:

Sohbet -
1-


Duygular terk edilmeli DEMEDİK!

 

* * *

 

Salavat tavsiyesi:

(Günlük yüz defa. Bu Salavat sonrası herkes için DUA lütfen..)

 

 

"Allâhümme salli 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âli seyyidinâ Muhammedin, kad dâkat hıyletiy edrikniy yâ RasûlAllâh"

 

Anlamı:

"Allâh'ım... Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in Âl-una (ehline) salât eyle... Çok daraldım ve sıkıntım var (çaresiz kaldım), bana yetiş (elimden tut, yardım et) yâ RasûlAllâh!"

 

Kaynak:

http://www.ahmedhulusi.org/kitap/duavezikir/dua-ve-zikir-sayfa-076.htm

 

***

 

"Karşındaki birimi,parmağın, ya da dudağın, ya da kulağın, gözün gibi göremediğin sürece ŞİRKTESİN!.." ifadesini iceren yaziyi okuma tavsiyesi:

http://tumkitaplar.org/find/default.asp?KA=1&Sub=1&chk_BKD=&chk_TMK=&chk_HPI=0&txtFind=hanif&cmb_Kitaplar=0&SubID=857#ggggittt

 

* * *

 

"İkilik Kinini İçimden Atıp
    Özde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
"

Arif Sağ

 

"İnsan Olmaya Geldim!"

Aşik Nimri Dede

 

***

 

"Life of Pi" filmini tavsiye ederim insan gözü ile seyr etmeni..

 

***

 

Anasayfa

 

İletişim:   SufiCaN@web.de


Sayfa Tasarım: 

Cüneyd Yayla (SufiCaN)

Akın Apardı

 

AH özel sohbetleri yazıya ceviren:

Saffet Eygi

@Saffet_eygi

 

AH sözleri ingilizce toplayan:

Akın Apardı

 

AH Evrensel Sırlar Piyes:
Selim Kartal Bicer
Sevda Bicer

Mehmet Cetin

Serkan Yenal
Zeynep Bodur