Sohbet -105-
-34 üncü flash tv Evrensel Gerçekler sohbet dizisi-
"Varsayılan bir alemde, varsayılan bir ortamda varmışcasına.."
(...çok uzaklardan geldim... karanlıklardan…çok koyu karanlıklardan…)
"Merhaba efendim iyi akşamlar biraz geç uyandım. Çok uzaklardan geldim çünkü. Karanlıklardan… Çok koyu karanlıklardan… Allahın Zatını ihata babında a'mâ´iyet
mertebesinden söz edilir a'mâ mertebesi. Salt karanlık. "Hiç"lik mertebesi. Allahın Zatıyla, kendisiyle başbaşa olduğu bir hal…
"El an" da öyledir değişen bir şey yok ama biz biraz kalabalıkmışız gibi yaşıyoruz işte.
Varsayılan bir alem de varsayılan bir evrende var sayılan bir ortamda varmışcasına yaşıyoruz. Gereği de, işte böyle konuşup gidiyoruz bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz derdimizi…kime neye? Bırakalım orası biraz derin...
Ne demiştik. Secdede edilen dualar çok tesirlidir. O karanlıklardan geldim dedim…
O karanlıklardan geldim sözü bir dereceye kadar doğru, onu bir düşünmek lazım çünkü
o karanlıkiyet o nokta o ZATi Hakikat varlığımın her zerresinde mevcut! Ondan dışarı çıkmadım. Hep o NOKTAdayım. Siz de bundan farksızsınız! Sizde de Allahın Zatı bütün kemaliyle mevcut. Belki farkında oldunuz belki olmadınız. Ayrı bir konu...
Ama sizde de mevcut! Kendinizdeki Allahı tanısanıza. Bakın her şey ne kadar güzelleşicek. Nasıl değişicek. Başka bir dünyada yaşamaya başlıyacaksınız.
İşte kişinin varlığının benliğinin vehminin icad ettiği varsaydığı benliğinin en alt en acz noktasıdır secde hali. Yani insan adeta "ben yokum sen varsın" demektedir.
Allah için secde halindeyken ve secde halindeyken duasını yapar. Dersin ki: "Ya Rabbi ben senin önün de bir hiçim!" Laf olsun diye de demezsin bunu. O anda bir düşünürsün dünyanın yanında nesin? Güneş sisteminin içinde yerin ne kimsin nesin? Güneş Sitemi milyarlarla yıldızdan oluşmuş galaksinin içinde ne? Ve O galaksiler gibi milyarlarla galaksinin oluşturduğu evrende senin galaksinin yeri ne?
Bekli şu kalemin ucu gibi bir şey...
İşte bu "hiç"liğini idrak edersen secde de secdenin birinci bölümü yerine gelmiş olur. Secde etmiş olursun. Secde sadece kafanın toprağa taşa kuma halıya seccadeye gelmesi değildir. Hayvanın da ön ayaklarını büküküverirsin suratı yere gelir. Secde Allah indinde katında yanında varlığın hiç olduğunu farkedebilmektir. İşte bu acziyetini "hiç"liğini idrak ile Allaha yöneldiğin zaman senden secde meydana gelir.
Ve bu idrak sende oluşursa ve bu idrak senden kaybolmazsa her ne kadar günde 5
defa alnın secdeye gelirse de bilincinde şuurunda gönülde sürekli secdedesindir.
"Daimi namazdadırlar" derler ya daimi secdededirler onlar işte. Kimler?
Allahın Sonsuz sınırsız azameti kibriyası yanında varlığının bütün bu varlığın bir "hiç" olduğunu farkedebilenler. Ama "hiç" olmazsın çünkü aynı anda da sen hepsin, çünkü senin varlığında var olan gerçek varlık mutlak varlık hakiki varlık Allahtır!
Eğer sen secdede "hiç" olduğunu farkedersen aynı anda sende "hep" tecelli eder.
"Hep" tecelli ettiği zaman, onun hükmü de: "Biz bir şeyin olmasını irade edersek o şeye ol deriz ve olur!" hükmüdür. Sende isteyen kendisi olur ister ve icabet eder. Ve "ve ma teşâune illâ en yeşâallâh!" - "Siz istemediniz isteyen Allahtır", "Allah dilemedikçe siz de o istek ortaya çıkmaz!"
Siz yoksunuz siz de o istekle ortaya çıkan Allahtır! Kişi o yokluk "hiç"lik halinde dua ettiği zaman o dua gerçekte Allahın muradı isteği olarak tahakkuk eder.
Bu tahakkuku oluşturacak mekanizma da o anda beyinde harekete geçer. Çünkü secde halinde beyne bol miktarda kan gitmiş bol miktarda oksjien gitmiş bol miktarda beyne enerji gelmiş ve beyin o anda o isteğe uygun bir biçimde formda mikrodalga üreterek, bu mikrodalga istekleri manaları dalgaları belli bir konuya yönelterek yönlendirilmiş dalga tekniğiyle o şeye oluşmasını temine çalışır!
Ve bu mekanizma harekete geçerek bir bakarsın:
"Gece namaz kıldım secde ettim Allaha dua ettim Allah isteğimi geri çevirmedi icabet etti o şey oldu!" dersin. Bir bilsen sende isteyen kim? Bir bilsen senden sana icabet edeni!
Yeryüzünde veya gökyüzünde hiçbir hazine senin gönlündeki kadar değerli olamaz...
Bütün güzellikler sende mevcut. Bütün kemalat sende mevcut. Adın şanın etiketin ne olursa olsun sen çok mükemmelsin. Çünkü her halinle Allahın belirli isimlerinin manalarını ortaya koyan, sergileyen mutlak bir kemalat zuhurusun. İşte bu kemalatın bir ortaya çıkışta zahiri de secdedir. Kendini kendindekini farketme halidir. İşte bu yüzden: "Namaz müminin miracıdır!" denmiştir.
Varlıktan yokluğa, benlikten hiçliğe, hiçlikten hepliğe ve Allaha Erme sistemidir namaz.
Ama diyeceksin ki bazıları da: "Ben bu hali yaşıyorum benim artık namaz kılmaya ihtiyacım yok ben namazdan hacdan
oructan geçtim?!" diyor. Öylemi acaba?
Şu anda senin varlığın hakkın varlığıdır. Ama gene de bu bedenin gereği olarak bu bedenin enerji ihtiyacını sağlamak üzere yiyorsun içiyorsun dinlendiriyorsun
çalıştırıyorsun. Bu senin varlığının hak olmasına engel olmuyor. Öyleyse namaz, manası itibariyle Allaha Erme ve "O"nu hissedip
yaşama haliyse de, bir diğer mekanizması yönüyle de belirli enerjileri üretme ve ruha yükleme sistemidir. Her olay kendi boyutunda
hükmünü icra eder. Dolayısıyladır ki ne halde olursan ol; manada, batında, zahirde yani madde boyutunda bedenin yapması gereken çalışmaları ihmal etmemek
gerek!
Bilmem anlatabildim mi? Hoşçakalın efendim."
Üstâd Ahmed Hulusi
* * *
Lütfen dikkat: Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil, yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise bu tamamem "SufiCaN"a aittir! Veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.
***
Kaynak ve görüntülü sohbet izleme tavsiyemiz:
"Varsayılan bir alemde, varsayılan bir ortamda varmışcasına.."
* * *
Sohbet üzere OKUMA tavsiyelerimiz:
http://www.ahmedhulusi.org/yazi/kendinitani.htm
http://www.ahmedhulusi.org/yazi/nefsin-hakikatine-iman.htm
http://www.ahmedhulusi.org/yazi/aslinibirakfaslinabak.htm
http://www.ahmedhulusi.org/yazi/allaha-imanlimiyiz.htm
http://www.ahmedhulusi.org/yazi/farkinfarkindamisiniz.htm
http://www.ahmedhulusi.org/kitap/yenilen/yenilen-sayfa-050.htm
http://www.ahmedhulusi.org/kitap/yenilen/yenilen-sayfa-091.htm
* * *
ANASAYFA
veya
Sohbetlere dön (51-101)