İRADE SIFATI OLAN "MÜRİD" ÜZERİNE...

"Şunu belirtmek isterim ki, ben insanlara kendi yapmadığım denemediğim uygulamadığım hiçbirşeyi tavsiye etmem! Hiçbirşeyi de olduğu gibi kabullenmem! Herşeyi önce inceledim araştırdım sorguladım çok yönlü olarak. Sonra onu aldım uyguladım tatbik ettim. Neticesini aldığım şeyleri de kitaplarıma aldım tavsiye ettim önerdim.

Şimdi benim önerdiğim bu isimler ki en başta Mürid ismi, irade sıfatını güçlendiriyor. Bizim cahil hocalar (kesinlikle cahil hocalar diyorum çünkü çok çektim bu adamlardan) "Efendim esmaül hüsna da mûrid ismi yok Ahmed Hulûsi nereden bu ismi uyduruyor?"

Yani cahil değil echel (çok cahil çok bilgisiz) tabirini kullanmak lazım. Yahu bi kere Allah'ın isimlerinde bir takım isimler var ki, Kur'an da geçmez ama esmaül hüsna nın içinde vardır. Bir kısım isimlerde esmaül hüsna içinde yoktur ama Kur'an da geçer!

Mürid ismine gelince, Allah'ın 7 zati sıfatı vardır diyorsunuz. Bunu bütün ilim adamları kabul eder. Nedir peki bu sıfatlar? Hayat-İlim-İrade-Kudret-Kelam-Semi-Basar. Bazısı buna Tekvini ilave eder halbuki Tekvin bu 7'nin toplam olarak açığa çıkarttığı olaydır...

Şimdi hayat sıfatının ismi HAY'dır. İlim sıfatının ismi ÂLİM'dir. Kudret sıfatının ismi KADİR'dir. Kelam sıfatının adı KELİM'dir. Peki irade sıfatı diyorsun daha 3. aşamada!

İrade sıfatının adı nedir? Bilmeeeem? Öyle birşey kitap yazmıyor?

Yahu onun adı işte "MÛRİD" ismidir! Eğer birazcık kitap okumuş olsan eski zevatın kitaplarında da bu ismin geçerli olduğunu, irade sıfatının adının Mürid olduğunu görürdün! Çünkü hayat sıfatıyla önce o şeyin varlığı meydana gelir, o hayatta ilim açığa çıkar, onun oluşum programı açığa çıkar. Bu oluşum programı iradeyle kudrete dönüşür. Yani birşeyi yapmak için önce o şeyin olmasını istersin, istemenin sonucunda da o şeyi yaparsın. Kudretin oluşması için irade şart. Yapamıyorsan iraden zayıf olduğu içindir. Dolayısıyla Mürid ismi çok önemlidir.

Beyinde bu ismin manasına dönük alan zayıf olduğu içindir ki birçok konuda birçok şeyi biliriz ama uygulayamayız. Ne zaman ki sen bu ismi beynin de tekrar edersin, bu frekans beynin de güçlü olarak diğer alanlara yayılır ve genişler, kapsama alanı da genişler, dolayısıyla bunun güçü de genişler, bu defa bildiğin ilim den gelen bilgileri rahatlıkla irade kudrete dönüştürür ve sen yahu ben daha evvel yapamazken bu zikri yapıyorum ve birçok şeyler bana kolaylaştı yapmaya başladım demek durumunda kalırsın.

Olayın püf noktası burası!

SORU: Tüm esmaya yönelik bir açılım....?

ÜSTAD: Tüm esmaya yönelmek diye birşeye gerek yok! Çünkü o esma sende her an açığa çıkıyor. Çıkarmış olduğum esma kitapçığında bunu anlattım. Bu isimlerin tamamı her an, geçmişte veya gelecekte bir an değil! Her an iyi anlarsanız o isimlerin anlamlarını, her an sizin beyniniz de o isimlerin tamamı açığa çıkıyor. Bunun sonucu olarak sizde görünen bütün özellikler veya görülmeyen kendinizin bildiği özellikler veya görülmediği gibi kendinizin de bilmediği bir takım özellikler oluşuyor! Dolayısı ile bende şu anda bu isimler açığa çıkıyor bunlar açığa çıkmıyor diye birşey yok! Bu yanlış.

Bunların tamamı her an çıkıyor. Sınırsız olarak ta bunların tamamı evrende var.

Evrenin tümünde olan bu özellikler senin beyninde de tümüyle mevcut!

Nedir bu?

Bugün bilimin geldiği nokta "HOLOGRAFİK EVREN GERÇEKLİĞİDİR." Holografik evren gerçekliği demek; Evrenin tümünde var olan tüm bilgi, her zerre ve noktasında da vardır! İşte Allah sonsuz ve sınırsızdır TEKil varlıktır, dolayısıyla TEKil varlık olması hasabiyle onun varlığında her noktada açığa çıkan bilgi her noktasında da tümüyle vardır anlamını da taşır ki, Resulullah'ta diyor ki:

"Zerre küllün aynasıdır!.."

Üstad Ahmed Hulûsi

Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.

Sonuç:  yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.

ANASAYFA

veya

SOHBETLERE DÖN