Sen´im BEN!... Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"
Sen´im BEN!...Sen, diye bakma bana! Sendeyim!"                         

Mirâc

 

minin mirâcıdır, namaz” diyor..

 

Mirâc konusunu iyi anlamak lâzım!. Mirâc diye bahsedilen olayın ilk bölümü “isra” hadisesi, bir tayyi mekân olayıdır. Rasulullah’ın, Mekke’den, Kudüs’e gitmesi hadisesidir. Bu bir tayyi mekân olayı ve madde bedenle yapılan bir şey...

Mirâc, burada yok!. Bu olay değil, Mirâc!.

 

Kudüsteki ziyaret ve Kudüsteki Rasullerin ruhaniyetleriyle toplu olarak buluşma.

Bu birinci bölümü...

 

Bu olayın tamamı, üç bölümde incelenir..

 

İkinci bölümü, semâları gezişi ki, bu cennet ve cehennem boyutlarını seyir olayı BOYUTSAL bir gezi olayı; madde beden olayı değil!.. Bu da Mirâc değil!. Kudüs’teki namazdan sonra Hz. Rasulullah’ın semâları gezişi. Cebrâil’in eşliği ile yedi kat semâdaki o semâ varlıklarını; o semâların yaşamlarını, bu arada cennettekilerin yaşamlarını, cehennemdekilerin yaşamlarını seyretmesi, ikinci bölüm. Bu da mirâc değil!.

 

Üçüncü bölüm ise, Sidret-ül Münteha denilen; ef’al âleminin, çokluk âleminin son bulup; Cebrâil’in; “ben buradan sonra yokum” dediği noktadan başlayıp,

Hz. Rasulullah’ın kendi hakikatine yönelmesi suretiyle Rabbini, bâtınında müşahede etmesi; “MİRÂC” denen olaydır.

 

Bu üçüncü bölüm bâtınî - enfüsî bir seyirdir; âfâki bir seyir değil!.

 

Birinci bölüm, Tay-yi Mekân olayıdır. İsra olayıdır, Mekke’den Kudüs’e!.

 

İkinci bölüm, Semâları, Cennet ve Cehennemi gezmesidir, Cebrâil’in eşliğinde. Bu da Mirâc değildir.

 

Esas Mirâc denen üçüncü bölüm ki, bu enfüsîdir. İkinci bölüm de afâki idi. Semâlrı gezişi cennet ve Cehennemi görüşü afâki idi. Afâki seyir idi. Üçüncüsü, enfüsî seyirdir, Rabbini bâtınında görmesidir.

 

Kâb-ı gavseynev ednâ”, yani “yayın iki ucunun yakınlığı hatta daha da yakın” nisbetinde kendi hakikatinde, özünde Rabbini müşahede etmesi etmesi!. İşte bu Mirâc’dır...

 

Niye bu mirâcı anlattım şimdi ben size?.. Ne gereği var? Püf noktası neydi?

 

Namaz, mü’minin mirâcıdır”; diyor Hz. Rasulullah...

 

Biz, genelde “Mirâc” diye bu üç bölümün tamamını düşündüğümüz için, “namazda bu üç bölümün tamamı olur” diye hayâl ediyoruz, tasavvur ediyoruz.

 

Hayır!.

 

Bu üç bölüm namazda tezâhür etmez!. Namaz’da tezahür eden, üçüncü bölüm diye anlattığım kısmıdır!. Hakiki “Mirâc” da budur işte. Kişi namazı hakkıyla eda ederse, bu Mirâc onda hasıl olur.

 

Namazın hedefi, amacı “Mirâc”dır.

 

Bazıları için de, yaşamın amacı “Mirâc”dır!.

 

Düşünen beyin, bu cümleden şunu çıkaracaktır. Namazın amacı ve hedefi Mirâc ise, anlaşılır ki bundan, “Mirâc” edenin namazı eda olmuştur!. Elbette buna kişinin kendi vicdanı karar verecektir.

 

Kaynak: "Cuma Sohbetleri" kitabı. 03. Ocak 1997

 

http://www.ahmedhulusi.org/tr/kitap/cuma-sohbetleri/mirac-nasil-olur

 

* * * * *


ANASAYFA

veya

SOHBETLERE DÖN

İletişim:   SufiCaN@web.de


Sayfa Tasarım: 

Cüneyd Yayla (SufiCaN)

Akın Apardı

 

AH özel sohbetleri yazıya ceviren:

Saffet Eygi

@Saffet_eygi

 

AH sözleri ingilizce toplayan:

Akın Apardı

 

AH Evrensel Sırlar Piyes:
Selim Kartal Bicer
Sevda Bicer

Mehmet Cetin

Serkan Yenal
Zeynep Bodur