Sohbet -62-
KUANTUM POTANSİYELDEN BAHSETTİĞİNDE BEYİNDEN SÖZ EDİLMEZ. BEYİN DİYE KONUŞTUĞUNDA DA KUANTUM POTANSİYELDEN SÖZ ETMEKTESİN
İnsan beyni oluşurken 3 boyutlu ve zamanlı olarak oluşuyor. 3 boyutlu ve zaman kavramlı oluşan beyin otomatikman bütün bilgileride daha sonraki yaşamında göz ve kulak kaynaklı olarak aldığı için 3 boyut ve zaman kavramlı olarak varlığın orjinini çözmeye deşifre etmeye çalışıyor. Halbuki modern fizikle kuantum fiziğiyle bilgilenildiğinde biz bir maddeyi ele alıyoruz o maddenin alt boyutu olan alt yapı taşı olan varlığının hakikati orijini olan atom boyutunu konuşuyoruz. Veya onun derinine iniyoruz, onun derinine indiğimiz zaman çekirdeklerden bahsediyoruz, kuarklardan bahsediyoruz onun derinine indiğimizde fotonlardan bahsediyoruz veya dalgalardan bahsediyoruz kuantlardan bahsediyoruz. Ve bu varlığı oluşturan kuant boyutuna KUANTUM POTANSİYEL diyoruz. Fakat bu zumlama dediğimiz olay dahi esasında bir yanılsama. BÖYLE KATMANLAR YOK! BU KATMANLAR ALGILANANDAN KAYNAKLANAN KATMANLAR! Algılanandan kaynaklanan bu katmanlar dolayısıylada ulaştığımız kuantum potansiyeli gene bir boyut kavramı içinde ele alıp, onun içinden açığa çıkan sayısız sonsuz şeylerden oluşan yaratılan üst katmanlar diye düşünüyoruz...
Halbuki gerçekte böyle birşey kesinlikle yok. Gerçekte var olan şey, ilim yollu ulaştığımız kuantum potansiyel realitesinin, YANLIZCA KENDİSİNİN VAR OLUŞU ve HER AN YENİ BİR ŞEKİL VE HAL ALIŞI DİYEBİLECEĞİMİZ BİR DÖNÜŞÜM SÜRKÜLASYON İÇİNDE OLUŞU VARDIR!
Bir merkezi yok kuantum potansiyelin. Sonsuz sınırsız bir yapı. Ve her an tek bir resim görüntüsü diyebileceğimiz bir oluşum içinde. Tabi resim ifadesini meseleyi anlatabilmek için misal olarak kullanıyorum. Yani bizim anladığımız manada böyle ortada bir resim birşey yok. Resim kavramıda göz yanılgısı. Göz beyin yanılgısı. Deminde bahsettiğim gibi maddeden kuantum potansiyele giden zumlama zincirindeki katmanların tümü sadece ve sadece o katmanlara katman algılıyacılarına göre var! İşte bu katman algılayıcıları dediğimiz şeylerde, sayısız değişik varlıktaki vave yani frekans dediğimiz BİLGİ PAKETLERİ. Şimdi az önce anlatmaya çalıştığım gibi, televizyon ekranı gerçekte milyonlarca pikselden oluşmuş. Arkadan gelen bilgi paketi o piksellerin her birine farklı bir bilgi ileterek sonuçta bizim gördüğümüz bir resmi oluşturuyor! Biz tek bir resim görüyoruz. Ve o resim her an değişiyor. Çünkü o piksellere gelen bilgi-data heran değişmekte. Şimdi, kuantum potansiyel her an bir dönüşüm halinde. Bir an bir bilgi çıkartma halinde, bi sonraki an başka bir bilgi yaratıyor. Bi sonraki an o bilgi yok oluyor başka bilgi meydana geliyor. Ama bu gelen bilgi, lokazizasyonsuz bi bilgi. Sonsuz sınırsız bi bilgi. Bu sonsuz sınırsız bilgi her halukarda kendi bünyesinde kendi varlığında bir ilim diyebiliriz bir şuur diyebiliriz veya başka bir isim verebiliriz. AMA BELİRLİ BİR SİSTEM OLUŞTURAN YAPISAL ÖZELLİK SAHİBİ!
Ve bu böylece sonsuz bir baş sonsuz bir son içinde devam ede gidiyor. Sonsuz bir yapı, sonsuz bir baş, ama her an sürekli değişken, an kavramsız yani an kelimesinin de birşey ifade edemeyeceği sürekli bir değişim... İşte sizlere dün aksam skyp'tan yollamış olduğum tespih, dikkat ederseniz SUPHAN ALLAH diye başlıyor. O subhan Allah'ın anlamı, işte şu yaptığım konuşma şu yaptığım izah! Her an'lık dönüşüm ve yaratışla, yeni bir açığa çıkış. Bunu anlatan açan bir ayet -O her an yeni bir şanda'dır- Bu ayet nano planda beynin çalışmasını anlatırken, makro planda kuantum potansiyeli anlatıyor, ve realite beyin adıyla işaret ettiğin yapı kuantum potansiyelin bir cûzü değil. Kuantum potansiyelden bahsettiğinde beyinden sözedilmez, beyin diye konuştuğunda da kuantum potansiyelden söz etmektesin farkında değilsin. Ki ete kemiğe büründüm Hulusi diye göründüm beyni çıkıyor ortaya...
İşte burda açığa çıkışta bu olayı anlatan subhan Allah kelimesi ikinci bir yönü itibarıyla da, onun ne misli benzeri vardır. Ne de herhangi bir algılamayla sınırlanabilir. Şu ana kadar duanın ilk kelimesi subhan Allahtan bahsettik. Dersen ki ya ben böyle Arapça SubhanAllah demesem de bunu türkçe söylesem olurmu? Bence mahsuru yok. Ben olabildiğimce konuyu derleyip toplayıp konuyu çok uzatmamak için bu kadarıyla SubhanAllah kelimesini anlattım. Siz bu kadar anlattığım şeyi tek kelimeyle karşılayabiliyorsanız hiç mahsuru yok, SubhanAllah yerine o bulduğunuz türkçe kelimeyi kullanın. Şimdi o kuantum potansiyel, açığa çıkan ilimle kendini anlatırken, bu anlatım dahi o kuantum potansiyelde bir açığa çıkış bir seyrediş ki, bunun gibi sonsuz ve sınırsız olması hasabiyle sonsuz ve sınırsız özellikleri alabildiğine gidiyor!
O alabildiğine sonsuz ve sınırsız kuantum potansiyel algılamalarının kavranılmazlığı öteselliği anlamına olarak ta SUBHANALLAHİ EKBER diyerek
orada konu noktalanıyor...
Ordan sonra TEBAREKE ALLAHU RABBUL: Allah ismiyle işaret edilen rabbıdır (kuantum
potansiyel). Yaratıcı şekillendirici ve programlayıcısıdır. MELAİKETİHİ VEL RUH: Açığa
çıkan algılanan kuvvelerin ve o kuvvelerdeki mananın yaratıcısıdır şekillendiricisidir oluşturucusudur. VE RABBUL ARŞIL AZİYM: Bunun algılanma
noktalarını meydana getirendir.
Algılanma noktaları neresidir? Algılanma noktaları arş'tır. Beyindeki algılama özelliği algılama hususiyeti, o beyindeki arş'tır. Varlığın arşıda, bu varlığın oluşum ve algılanmasını sağlayan mana bütünüdür. Bu anlattığım olay, kuantum boyut ve ondaki açığa çıkış diye anlattığımız dönüşüm ilim veya şuur ne derseniz deyin. O itibarla tüm kuantum boyutta yaygın, ve vardır. BİR YERDE BU ÇIKIYORDA BİR YERDE BAŞKA BİRŞEY ÇIKIYOR DEĞİL. Tüm kuantum potansiyelde bu vardır! Tüm kuantum potansiyelde bu olması itibarıyla da bu algının oluşma kavramı ARŞ diye anlatılmıştır! Biraz evvel dedim ki, kuantum potansiyel var birde beyin var değil. Ya kuantum potansiyelden söz et ya beyinden söz et. Beyinden söz ettiğin zaman, işte bu anlattığım herşey beyinde mevcut. Beyin adı altında mevcut. Dolayısıyladırki beyin adı altında bu anlattığım herşey mevcut olduğu içindir ki, Bu tesbihatı yapın diye bahsedilmesi bu tesbihatın kelimelerinin Kur'an da verilmesi, beyinde bunun açılması ve beyinde bunun hissedilmesi fark edilmesi noktasını oluşturan bir realitedir...
Eğer beyninde bunun açığa çıkmasını istiyorsan bunu yaparsın, beyin bunu istiyorsa bunu yapar ve bunun sonucunu kendinde geliştirir... Ha bunu bir kere yapmakla olurmu? O zaman ben bunu sana sorarım, seni balerinlerin salonuna götürürüp sana bir kere bir hareketi göstererek sen balerin olurmusun derim!? O balerin balerin olabilmek için ne kadar senesini ne kadar zamanını veriyor ve günde ne kadar çalışıyor?!?! Evet, bundan sonra, bu anlayış beyinde açığa çıktıktan sonra, dönüp beynine, ya da kuantum potansiyele, ister beyin adını taktığına ister kuantum potansiyel adını taktığına. ve Bİ HAMDİHİ: Bütün bu aşamalarda, yani kuantum potansiyeldeki melekûtun kuvvelerin ihtiva ettiği özelliklerin ve ihtiva ettiği manaların açığa çıkışı diye tanımladığımız Arş'tan açığa çıkan kuvveler ve arş diye bahsettiğimiz mana bütününün özellikler olarak açığa çıkışı noktasında, her bir noktada resimdeki her bir pikselde kendi var olduğu için Bi hamdihi o noktadan kendi kendini seyrederek kendi kendini değerlendirebilir başka bir değerlendirici yoktur her noktada kendi kendini değerlendirmektedir hesap görücü olarak nefsin yeter ayetine kadar uzanan bir silsiledir Bi hamdinin arkası...
Ve ondan sonra işte döndük geldik bu anlayış ve kavrayışın sonucu LEKEL HAMDU: hamd, yani oluşumu tümüyle değerlendirme sana aittir. Yani kuantum potansiyel kendi ilmi dolayısı ile ilmiyle kendi kendini değerlendirme halindedir. KEMA LENBAGİ Lİ CELALİ VECHİKE VELİ AZİYMİ SULTANİK: Senin bu açığa çıkış şiddetini, dönüşümlerle meydana getirdiğin sonsuz varlık kavramlarını, ve bu varlık kavramlarında senin dışında birşey olup heran sadece senin varlığının varoluşunu benim değerlendirebilmem mümkün değildir. Bunu itiraf ediyorum. LA UHSİ SENAEN ALEYKE ENTE KEMA ESNEYTE ALA NEFSİK: Senin kendi varlığını bilip değerlendirmen gibi benim böyle bir değerlendirme yapabilmem muhaldir imkansızdır olanaksızdır ne dersen de. ESTAFURULLAH EL AZİYM: Bütün bu yetersiz ve sınırlı farkındalığım dolayısı ile bu kapasite sınırlılığını itiraf ediyorum. Burda açığa çıkardığın farkındalık dışında başka birşeyin ortaya çıkması muhaldir...
İşte size yollamış olduğum tesbihatın burda açığa çıktığı kadarıyla anlamı bu. Bu anlattığım anlayışla bu tesbihata devam etmek, günün her anında ve her saatinde buna devam edebilirsek, buna devam etmenin sonucuda otomatikman kendisinin getireceği anlayış ve farkındalık olacaktır. Çünkü her an ki oluşum, bi sonraki oluşumu meydana getiriyor...
Üstad Ahmed Hulûsi
Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.
Sonuç: yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.