Sohbet -65-
OLGUN BİR ANNE VE BABADAN DÜNYAYA GELEN ÇOCUK...
Şimdi öyle enteresan bir durum ki, ileri yaşta hacca gitmeye kalksan hayvaniyet iyice yerleşmiş oluyor. Genç yaşta gitmeye kalksam, ve eğer o insani yanınıda fark etmemişsen, bu defa mevcut kapasite sende güçlenerek oturmuş olur. Olgunluk yok yani. Şimdi nasıl diyorum: eğer olgun yaşta bir anne babadan dünyaya gelirse, yani anne baba en azından 30-35 yaş civarında çocuğu doğurursa, o çocuk daha aklı başında daha olgun olur. Ama 20 yaşında ana babanın doğurdu bir çocuk, çok ham toy ve gelişmesi zor olur. Çünkü çocuk ana ve babanın genlerinden kaynaklanan temel bilgi ve yapıyla meydana gelir. Eğer genç yaştaysa, bu genç yaşta doğan çocukta yeteri kadar veri tabanına sahip olmadan dünyaya geldiği için, eğitilmeside çok zordur, hayvani özelliklerinin sınırlandırılması kontrol altına alınması da çok zordur. Dolayısı ile problem olur.
ANCAK O ÇOCUKTA ÂKLİ POZİSYONLAR GÜÇLÜ İSE, VE ÇEVRESİNDE AKLINA HİTAP EDEBİLECEK BİRİSİ VARSA, O ZAMAN O ÇOCUK PAÇAYI KURTARMA ŞANSINA SAHİPTİR!
Aynı durum hac olayında da geçerli! Şimdi hacca gidecek birisinin, gerçekten amacının hedefinin ALLAH'A ERMEK OLMASI LAZIM! Yani benim bir bedenim var ama bu bedenim bir binek. Bu benim hayvanım. Ben bu dünyaya bu bedenle gelmişim bunu kullanıyorum, kendi hakikatımı anlayıp bilmek için ben bu dünyada varım. Dolayısı ile bu beden toprak olup gidecek ama ben ölümsüz olarak yaşamıma devam edecem. Benim bir an evvel bu binekten, bu bineğin esaretinden kurtulup bu bineğin benim yaşamıma yön vermesinden kurtulup kendi orjin yapımı hatırlayıp tanımam lazım, işte bu anlayışla hacca giderse, o zaman bu anlayışı çok daha güçlü olarak ordan döner ve bununla mücadeleyide çok daha rahat bir şekilde başarır! İşin orijini bu! E bugün ne oldu? Umre turizmi başladı! Kadının canı sıkılmış merak etmiş anne burayada gidelime dönüştü!?!?
Üstad Ahmed Hulûsi
Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.
Sonuç: yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.