Sohbet -69-
DECCALİYET SENİ YÜKSEK FREKANSLI BAKIŞ AÇISINDAN KOPARTIP DÜŞÜK FREKANSLI YAŞAMI BENİMSETENDİR!
Düşük frekanslı alan beyninin içinde çok boyutlu holografik görüntüyü meydana getiriyor. Beyninin içinde gördüğün görüntü, düşük frekanstan kaynaklanan görüntü. Allah'ı göremezsin, Allah baş gözüyle görünmez. Allah nur'dur görünmez. Bu sözlerin işaret ettiği mana YÜKSEK FREKANS BOYUTUNDA GÖRÜNTÜ YOKTUR!
Abdul Kadir Geylaninin rüyet ilimdir dediğide budur. Yüksek frekans boyutunda hissediş ve yaşam, bu kadar! Görüntü dediğin herşey düşük frekansın oluşturmuş olduğu şeylerdir. İşte çok boyutlu hologram dünya dediğimiz görüyorum dokunuyorum vs denen şeyler SEREBELLUMDAN kaynaklanan bir biçimde düşük frekanslıların oluşturmuş olduğu görünümlerdir! Hologram yapı ve algılama kaybolmaz hiçbir zaman. Kaybolmaz ama ANLAMINI VE DEĞERİNİ YİTİRİR! Yüksek frekansla baktığın zaman senin o düşük frekanslı yaşamdan koyduğun değerler kalkar ortadan! Beyine giren hiçbir bilgi kaybolmaz. Beyine ne girerse kaybolmaz kalkmaz. Kalkma diye birşey yok. Ama Yüksek frekanslı bilgi devreye girdiği zaman bu değerler ANLAM VE DEĞERİNİ YİTİRİR. SIFIR OLUR. VARDIR AMA HİÇ BİR DEĞER İFADE ETMEZ...
Esasen bedenle de yaşamıyorsun! Bedenle yaşadığını kabulleniyorsun! Bedenin vardır ama yok hükmüne girer yüksek frekanslı boyutta baktığın zaman... FREKANSIN ÜRETİLMESİ DİYE BİRŞEY OLMAZ. Frekansların tümü sende var! Sen hangisinden seyrediyorsun? Yapman gereken şey, sorgulama olayını beyinde sürekli olarak onu tetikleyeceksin, hareket ettireceksin, veya dua edeceksin. Beyine komut vereceksin. Hakikatını hatırla, sen bu beden değilsin. Bu bedenin istek ve arzuları senin istek ve arzuların değil. Senin hedefin yüksek frekansla salt bilgi boyutuyla varlığı değerlendirmek. Sen bunun için varsın. Bu şekilde düşünerek bu seyrini devam ettir. Yorumsuz olarak, ne görürsen gör yorumsuz olarak seyret. Ne görürsen gör değerlendirme yapma. Değerlendirmeye girme. Kendini kesinlikle beden kabul etme. Kendini beden kabul etmeye dayalı olarak yargılamaya girme gibi komutlar vereceksin beyine sürekli olarak! Karşındakiler senin kendini beden kabullenmene yol açacak olan davranışlar konuşmalar hareketler yapacaklar sürekli olarak. İşte en mühim nokta tam fitne denen şey bu! Karşındaki seni bedenselliğe çekmek isteyecek. BİLEREK DEĞİL! KENDİ DOĞASININ GEREĞİNİ ORTAYA KOYARAK YAPACAK BUNU! Kendi seyir boyutunun gereği olarak o boyuttan hitap edecek sana. Sen ona cevap vermeye kalktığın anda otomatikman onun düzeyine düşeceksin! Niye az ye az uyu az konuş diyor? Sana uygulama prensibini getiriyor. Çünkü konuşmaya başladığın anda karşındakinin frekansına düşeceksin ve görüşünü kaybedeceksin! O görüşünü kaybetmiş bir halde konuşurken ölürsen gittin. Sen sağ ben selamet. Sarhoşken ölen imansız gider diyor HADİS.
Sarhoşken namaza yaklaşmayın diyor değilmi? Nedir bu sözler? Düşük frekanslı bir yaşam halinde iken. O hali hissedip benimsemiş bir haldeyken, ne kendi hakikatın orjin yapındaki o yüksek frekanslı boyutu yaşayabilirsin, nede bu hal sende mevcut bir haldeyken bedensiz kalırsan, yani ölüm ötesine geçersen, yüksek frekans hali bir daha sana açılmaz! İşte onun içinde diyorum ki, karşınızdakine ilim vermek için biraraya geldiğinizde ilmi verin ama tartışmaya girmeyin kesinlikle. Dinliyorsa ilmi ver, ama sakın tartışmaya girme ondan gelene muhattap olma. Çünkü ondan gelen sana ulaştığı anda sen otomatikman ona senkronize olup cevap vermek mecburiyetindesin. Yaşamınızda MALAYANİ konuşmaları terk edin. Ne demek peki malayani? Bilinçli bir şekilde kendi hakikatının farkındalığını yaşayamayacağın konuşmalardan uzak dur! Kendi bilinç düzeyinin getirisi olan konuşmaları yapamayacaksan konuşmaya girme. Mecbur kaldığın şey nedir ticaret yapıyorsun al ver tamam bunları yaparsın, arabana Müşteri bindi abi napıyorsun keyfin nasıl çoluk çocuk nasıl, hayatta bundan daha saçma bir konuşma olmaz. Çoluk çocuk nasıl abi iyimi? iyi olsa ne olur kötü olsa ne olur? Sanane! Yapacağın birşey varmı? Sanane. Yapan yapacağını yapıyor, yapmayanda yapmıyor. Bu konuşmanın getirisi ne? Seni düşük frekansta helak etmekten başka birşey yapmıyor. Getirdinmi götürdünmü aldınmı verdinmi. Fıkra dinliyoruz Nasrettin Hoca anlatıyor. Hoca birgün evinin önünde oturuyormuş, birisi elinde tepsiyle geliyormuş, hocaya demişler ki: "Hoca birisi elinde bir tepsi baklavayla geliyor?" "Bana ne!" demiş.
"Hoca senin eve geliyor ama?" demiş, "Sana ne!" demiş. Ne güzel
hikaye...
Beni ilgilendiriyorsa sana ne, seni ilgilendiriyorsa bana ne. Cehennem ehlinin coğunluğunu kadınlar oluşturacaktır diyorlar, niye? Çünkü yaşamları düşük frekans üzerine kurulmuş düşük frekans
üzerinde bir hayat düzeyinde yaşıyorlar. Konuşmalarının yüzde 99'u bedensellik üzerine düşük frekans üzerine. Bunları burda öğrenirsin bilgi
olarak sende kalır burdan kalkar gidersin daha yolda başlarsın. MALAYANİ KONUŞAN KADINDIR! Senin işin arabaya binen kişiye adresini sormak ve
adresine götürmek. Ya ne kaba adam bir hal hatır bile sormadı. Şartlanma sana menfiyi müspet gibi gösterir. Deccaliyet bu işte. Deccaliyetin dediğimiz deccal işlevi dediğimiz şey, SENİ YÜKSEK FREKANSLI BAKIŞ AÇISINDAN KOPARTIP DÜŞÜK FREKANSLI YAŞAMI BENİMSETENDİR! Düşük frekanslı yaşamı sana güzel değerli üstün gösterten özellik
deccaliyet denen şeyin ta kendisidir. İşte o yüzdendir ki 1 milyon spermin içinde 1 tanesi ancak hedefe ulaşabiliyor!
Üstad Ahmed Hulûsi
Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.
Sonuç: yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.
ANASAYFA
veya
Sohbetlere dön (51-101)