Sohbet -74-
HZ.ADEM'DEN HZ.İSA'YA UZANAN SÜREÇLE, MERYEM A.S'DAN HZ.MUHAMMED A.S'A UZANAN SÜREÇ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR..
Bizim karıştırdığımız tabirlerlerden biri islam fıtratıyla Müslümanlık. Biz islam fıtratını Müslümanlık diye anlıyoruz. Halbuki Müslümanlıkla islam aynı şey değil.
Müslümanlıkla islam aynı şey değil, islam fıtratıyla islam aynı şey değil.
Kelimeler çok önemli..
(Lüften dikkat: Müslümanlıkla islam aynı şey değil..... islam fıtratıyla islam aynı şey değil..!!!)
İşte size daha evvel sormuş olduğum soruda ki niçin Âdem'den başlayıp Hz.meryem'e kadar uzanan çizgide açığa çıkan nebi ve resuller RABBİ ve RABBENA diye dua ettiler? ALLAHUMME diye edemediler noktasına sormak istediğim olay şu, tabi burda kullandıkları kelime değil önemli olan. Kelime bir düşünce bir anlayış bir farkındalığın dilden çıkması anında aldığı sûret. Burda önemli olan sûret değil. Ademden başlayarak tırmanan tekâmül eden bir anlayış var. Her bir Nebi ve Resul bir yeni anlayışı açığa çıkarmakla işlevlendirilmiş.
Nedir o anlayış?
RABBİ VE RABBENA diye kelimede ifadesini bulan, nefsini bilen Rabb'ini bilir diye işaret edilen, kendi hakikatının esma bileşimi olarak, yani esma mertebesinin sonucu olarak var olduğunu fark etme anlayışı. Yani ADEM'DEN İSA'YA KADARKİ SÜREÇ FENAFİLLAH ANLAYIŞININ TEKÂMÜLÜ SÜRECİ. Nefsini bilen Rabb'ini bilir anlayışının gelişimi. NEFSİNİ BİLMENİN SONUCUNDA NEFSİNİN HAKİKATI OLAN ESMA ÖZELLİKLERİNİN KUVVELERİN İMAN ETME SÜRECİ. Bütün bu süreçte gelen Nebi ve Resuller insanları dışarıdaki bir Tanrı'ya yönelmek yerine nefislerinin hakikatı olan rububiyete iman, ve rububiyet mertebesi diye tanımlanan esma kuvvelerine iman, ve ESMA KUVVELERİNİN FARKINDALIĞINA İMAN EDEREK BUNLARI YAŞAMAYA ÇALIŞMA DAVETİDİR!
Hz. Meryemle başlayan olay ise, RAHMAN'A YÖNELİŞ...
YANİ ESMA POTANSİYELİNE YÖNELİŞ. RUBUBİYETİNİN YANİ ESMA BİLEŞİMİNİN ÖTESİNDEKİ SAYISIZ İSİMLERE AÇIK HALE GELİŞ! Bu açık hale gelmenin doğurduğu İsa ile o esma kuvvelerinin birimden açığa çıkmasıyla ölüyü diriltme gibi değişik özelliklerin açığa çıkışı!
Bunun içindir ki İsa'nın ölüyü kaldırırken KUN Bİ İZNİ (iznimle kalk) demesi. İZNİMLE KALK DİYEN ESMA POTANSİYELİ. İSA DEĞİL! Dışardan bakan İsayı görüyor ve isa böyle dedi diyor. Görebilirsen sûrette İsa diyor dediğin söz doğrudur İsa diyor. Niye?
Son sohbetimde anlatmaya çalıştım. Dedim ki: Şu beden hücresel yapıdır, moleküler yapıdır, atomik yapıdır, fotonik yapıdır, kuantsal yapıdır. Algılama noktasına göre buna değişik isimler verilir, yoksa ismin verildiği mahal bedendir veya kuantsal boyuttur aynıdır. FARK ALGILAYANDANDIR! Algılanan dan değil. Dolayısı ile İsa kun bi izni dedi doğrudur.
Allah kun bi izni dedi doğrudur. Attığın zaman atan Allah'tı (ayet)uyarısı el hak. Algılayan algılama kemâlinde yücelirse algılanan başkadır. Algılayana göre. Yücelemezse algıladığı başkadır algılayana göre. Algılanansa hep aynıdır. Aynen kuantsal potansiyeldir, eskilerin esma mertebesi dediği şey. Onun içindir ki ezel de neyse ebed te o'dur. Vechini ne yana çevirirsen vechullahı görürsün (ayet) denmiştir.
İslam fıtratı diye bahsedilen orjin yapı, esma potansiyeli olması ve esma potansiyelini açığa çıkarabilecek özellikte varolması demektir! Esma potansiyeli açığa çıktığı mahallin programlamasına göre bir din'e mensup olur. Din'e bürünür. Sisteme bakar. İşte bu tırmanışın sonucunda Hz. Muhammede ALLAHUMME diye başlayan uyarı ALLAHUMME MALİKEL MÜLK de uyarısı, açığa çıkanın mülkün sahibi olmasının farkındalığını yaşaması anlamındadır. İşte orjin sıfır noktası Fenafillah diye anlatıldıktan sonra Hz. Muhammedle başlayan Bekabillah yaşamı söz konusudur. Onun içindir ki Resulullah a.s yeryüzüne gelmiş en muhteşem açığa çıkış, varisleri olan velilerde de bekabillah kemâlâtını getirmiş, ve bu bekabillah kemalatıyla velayetin Allah tedbir ve tasarrufu şeklinde açığa çıkışını kanalize etmiştir. Realite bu olduğuna göre bizde açığa çıkan esma özelliği ne kadar Allah'ın ahlakıyla ahlaklanır tüm isimlerin manalarının farkındalığı ve yerindeliği ve mûradı ilahi olduğu anlayışı yerleşir ne kadar sonradan gelme değerlerle lem yelid ve lem yuled den uzaklaşmışlık ortadan kalkarsa o nispette Fenafillah meydana gelir, Fenalar yaşanır, ve sonunda arınmışlık teskiye oluşur, ve teskiyenin sonucu olarak ta BAKA kapısı açılır...
Üstad Ahmed Hulûsi
Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.
Sonuç: yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.