Sohbet -81-
BEDENİN ŞEYTANLIĞI ÜZERİNE...
Kuranda Şeytana kıyamete kadar izin verilmesi:
Kişinin ölümüyle birlikte şeytanın hükmü kalmaz. Yani bedenin hükmü kesilir ve bedenin hükmü kalmaz artık..!
Kıyamet tabiri, kişiye yönelik olarak "ölümdür". Ölüme kadar bu beden sende şeytanlığını yapar, ve seni maddeye maddi zevklere bedeni zevklere dönük olarak yaşatır. Ve bu yaşattıklarına dönük olarak senin beynindeki bütün potansiyeli harcatır tüketir.
Böylelikle kıyamet günü iki elin boş olarak gidersin. Artık hüsran başlamıştır, ve o günden sonra tekrar bize mühlet ek süre verilmezmi geri dönsek derler, ama böyle birşey asla mümkün değildir, geri dönüş yoktur denir. İkiniz birbirinize düşman olarak inin ifadesi nasıl nefsin hakikati ve bedense, aynı şekilde "beden'de şeytan olarak tanımlanmıştır"...
Şeytan onlara fiillerini süslü gösterdi demek: Bedenin zevkleri onları yaşama yöneltti ve yaşama çekti kuşattı demektir... Şeytan damarlarınızın içinde dolaşır diyor. Senin bütün hormonel faliyetlerini düzenleyen "kan", bedeninin arzularını isteklerini ve arzularını tahrik eden o. Kanın materyali ana maddeside demirdir.
Kur'an diğer madenlerden bahsetmez demirden bahseder nedense?
Demirin insanın madde yapısında çok önemli yeri vardır. Ama biz demiri asgariye indiriyoruz bedensel özellikleri hafifletip ruhaniyeti güçlendirmek için... Oruç cehennemin kapılarını kapatır diyor, oruç bedensel aktiviteleri bedenin isteklerini, zevk ve arzularını en asgariye indirmek değilmi? Ve yine "Şeytanla mücadelenin yolu oruçtan geçer" diyor...
Şimdi parçaları bu şekilde bir araya getirdikçe, nasibi olanlar birşeyleri daha iyi anlayıp daha iyi uygulamaya başlıyacak... Nasibi olmayanlar ise dinleyip hikayesinin dedikodusunu yapacak. Böylecede bu dünyadan geçip gidecek...
Üstad Ahmed Hulûsi
Lütfen dikkat. Bu sohbet, bizatihi Üstâd Ahmed Hulusi´nin kendisinin yazmış olduğu bir sohbet değil. Üstâdın bir toplumda veya dostlar ortamında yapmış olduğu bu acıklama; sohbet, kendilerini gönülden dinleyen dostlar tarafından yazıya dökülmüşdür; başka insanlar da faydalansın diye. Yani sohbetin içeriği , manası Üstâda ait. Lakin yazi metni, sohbeti yazıya döken samimi dostlara ait.
Sonuç: yazılımda hata; harf eksikliği veya misal ayetlerin yazılış şekli isabet değil ise; veya yazının genel uslubu Üstâda bire bire uymuyor ise, sebebini böylece acıklamış olduk.