ALDIĞIN HER NEFESTE YENİ BİR AŞAMA YAPAMIYORSAN, ALMIŞ OLDUĞUN HER NEFES
SENİN İÇİN BİR VEBALDİR! (1/5)
Gördük ki bu varlıkta yapan eden dinleyen seven sevilen hep O!
Bir gönülde seviyor, karşı gönülde sevdiği yine kendisi. Bir yanda sevmenin
zevkini yaşıyor bir yanda sevilmenin.
Kısacası varlıkta kendisinden gayrısı yok!
Herbir mâhal de ayrı bir kemâlâtı ortaya koyuyor. Ayrı bir güzelliği ortaya
koyuyor.
Ama bu ortaya koyduğu ayrı ayrı güzellikler bir başka mâhalle göre güzel
olmayabilir. Ama her nesne kendi ortamı ve mekanın da en güzel.
Bir insana göre koyun koyundur, bir koyuna göre de insan insandır. Bir
karafatmanın dişisine erkeği güzeldir, bir karafatmanın erkeği dişisine en
güzeldir. İnsana böyle hayvana böyle nebata böyle. Tüm varlıkta her bir
mâhalde her bir zerrede tam mükemmelliğiyle yaşamada! Kısacası varlıkta
artık her zerre de her nesne de ondan başkasını göremez hale geliyorsun.
İşte bu hal, bazı bu konuları kulaktan duyma bilgiyle bilmiş değerlendirmiş
olanlarca evliyalar hali diye bilinir ve anlatılır!?!?
Oysa daha buraya göre evliyalık dürbünün tersiyle görülecek kadar uzak bir
olaydır!
Bu daha henüz Allah'ın tekliğini idrak etme yolundaki aşamanın Belki yarısı
bile değildir. Çünkü el an burada tam hakiki manasıyla bir "ŞİRK" hali
ikilik hali en kaba en yoğun hatlarıyla mevcuttur!
Sen Allah'ın tekliğini müşehade ediyorsun, sen senliğinle onun tekliği ve
kemâli hakkında fikir yürütüyorsun, sen onun güzelliğine sen onun duyduğuna
sen onun işittiğine karar veriyorsun. Bir sen var, birde her zerrede mevcut
olan o var???
Avam bu hale evliyalık diyebilir. Oysa bu hal evliyalığın çook çok uzağında
olan bir haldir.
Bırakın evliyalığı henüz daha hakiki manasıyla tevhit dahi hasıl
olmamıştır! Yani Allah'ın birliği manasını henüz o kişi anlıyamamıştır
kavrıyamamıştır. Teklik manası henüz açıklığa kavuşmamıştır!
Peki bu aşamanın üstüne çıkılırsa ne görülür? Bu aşama BÂSAR aşamasıdır. Şu
izah ettiğim anlattığım aşama. Yani her zerre de her nesne de onu görme
aşaması BÂSAR aşamasıdır.
Yani göz aşamasıdır. Bunun bir üstü ise, BÂSİRET aşamasıdır. Yani tevhid-i
Sıfat mertebesi. Bir önce söylediğim de tevhid-i Esmaydı. Burda ayrı ayrı
çeşitli nesneleri görüyorsun ve bu ayrı ayrı çeşitli nesnelerde tam bir
kemâl haliyle çeşitli özellikleri ortaya koyan Allah'ı görüyorsun. Yani
gözüne gözünün gördüğü varlıklara bakış BÂSAR. Fakat bunun üstündeki
BÂSÎRET aşamasına yani tevhid-i Sıfat dediğimiz aşamaya gelince, burada iş
daha inceliyor daha bir letafet daha bir şeffaflık kazanıyor. Bu aşamada
varlık şeffaflaşıyor. Yani gözüne dayanarak çeşitli ayrı ayrı varlıklar var
diyorsun ya, fakat beyin