Hızır a.s. İbrâhim et-Teyyimî (k.s.) hazretlerine Resulallahı görmek için
öğrettiği bir DUA!
İbrâhim et-Teyyimî (k.s.) hazretlerinden rivâyet olundu. Buyurdular:
"Kabenin çevresinde (harem-i şerifte) oturuyordum. Ben tehlil, tesbih, tahmid ve temcîd (zikrullah ve hamd) ile meşgul idim. Bir adam (yanıma) geldi. Bana selam verdi.
Sonra sağıma oturdu. Kendi zamanımda ondan daha güzel yüzlü, nuranî, güzel elbise, ondan daha beyaz ve daha güzel kokulu bir kişi görmemiş idim. Kendisine sordum:
"Ey Abdullah (Allâhın kulu)! Sen kimsin? Sen nereden geldin?" dedim. O Zat:
"Ben, Hızırım!" dedi.
Kendisine sordum:
"Hangi şey için (ve ne sebeple) yanıma geldin?
"Sana selam vermek için geldim. Ben Allâhü Teâlâ hazretlerinin rızası için seni seviyorum. Yanımda bir hediye var, ona sana vermek istiyorum!" dedi.
"O hediye nedir?" dedim.
Hızır Aleyhisselâm buyurdular:
O hediye senin güneş doğmadan önce, yeryüzüne tam yayılmadan (öğle vaktinden) önce ve güneş batmadan önce senin:
1- Fatiha-i şerife sûresini,
2- En-Nâs sûresini,
3- El-Falak sûresini,
4- İhlâs sûresini,
5- El-Kâfirûn sûresini,
6- Âyetü'l-Kürsî, (bunların) her birini yedi kere okumandır.
7- Yedi kere de tesbih okursun yani:
"Subhânallahı vel-hamdülillâhı velâ ilâhe illallâh vallâhü Ekber!"
Allâhü Teâlâ hazretlerini tesbih ve noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd, Allâhü Teâlâ hazretlerine mahsustur. Allâhü Teâlâ hazretlerinden başka ilah yoktur.
Allâhü Teâlâ hazretleri, büyüktür..."
8- Yedi kere Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretlerine salât-ü selam okursun.
9- Yedi kendi nefsin için istiğfâr okursun, anne ve baban, mü'min erkek ve mü'min kadınlar için istiğfarda bulunur (bağışlanmalarını dilersin).
10- Yedi kere de (şu dünya ve ahiret) duasını okursun
"Allâhümme rabbifal binâ ve bihim âcilen ve eecilen fi-d-dünya vel-âhireti mâ ente lehü ehlun ve tefal binâ yâ mevlânâ mâ nehnu lehü ehlun İnneke Ğafurun Halimun Cevâdun Kerimun Raufun Rahimun Lâvle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyil-Aziym..."
"Allâhım! Ey Rabbim! Bana ve onlara (anne babam ve bütün mü'minlere) âcilen ve daha sonra dünya ve ahrette senin kendisine ehil olduğun (rahmet ve mağfiret ) muamele et! Ey mevlâmız, bizim kendisine ehil olduğumuz şey ile bize muamele etme! Muhakkak ki sen ğafûrsun. Halimsin. Cömertsin. Kerimsin, Raûfsün, Rahimsin."
(Bunları yedişer defa oku...)
İyi bak! Dikkat et, sabah ve akşam asla bunları terk etme!
Bunun üzerine ben Hızır Aleyhisselâma sordum:
"Azametli ve çok büyük hediyeyi size kimin verdiğini bana haber vermenizi isterim!" dedim.
Hızır Aleyhisselâm buyurdu:
"Bunu bana Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri haber verdi!"
Bu duaları sabah ve akşam yedişer kere okumanın sevabını bana haber verir misin?" dedi.
Hızır Aleyhisselâm buyurdu:
Sen (bunları okuyup) Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleriyle rüyanda karşılaştığın zaman ona sor. O sana bu sûre, âyet ve duaları okumanın fazilet ve sevabını haber verir!" dedi.
İbrâhim et-Teyyimî (k.s.) hazretleri zikretti (anlattı):
Kendisi, bir gün rüyâ gördü. Sanki melekler kendisine geldiler. Onu yükleyip (taşıyarak) götürdüler. Sonunda onu cennette koydular. Cennette anlatılmayacak kadar büyük şeyler gördü. Buyurdu: Meleklere sordum:
"Bu makam (büyük cennet nimetleri) kimler içindir?"
Melekler:
"Senin gibi amel eden (müsebbiât-i aşereyi okuyanlar) içindir." dediler.
Kendisi anlattı. Cennetin meyvelerinden yedi ve sularından içti.
Buyurdu:
"Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleriyle müşerref oldum. Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleriyle beraber yetmiş peygamber vardı. Ve Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretlerinin yanında yetmiş saf melek vardı. Her bir saffın genişliği doğu ile batı kadar idi.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, bana selam verdi. Ellerimden tuttu.
Ve ben kendisine sordum:
"Ya Resulallah (s.a.v.)! Hızır Aleyhisselâm bu hadis-i şerifi sizden işittiğini bana haber verdi?"
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, buyurdular:
"Hızır Aleyhisselâm doğru söyledi. Hızır Aleyhisselâm doğru söylüyor.
Hızır Aleyhisselâmın hikâye edip anlattığı her şey haktır, hakikattir, doğrudur.
Hızır Aleyhisselâm, yeryüzü ehlinin âlimidir.
Hızır Aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ hazretlerinin abdâl kullarının reisidir.
Hızır Aleyhisselâm, yeryüzünde Allâhü Teâlâ hazretlerinin ordularındandır!"
Yine sordum:
"Kim, benim yaptığım gibi yapar ve benim amelimin aynısı işler (müsebbiât-ı aşereyi) okur ama; benim rüyâda gördüklerimin aynısı görmezse; bana verilenler o kişiye de verilir mi?"
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, buyurdu:
"Beni hak ile peygamber olarak gönderen Allâhü Teâlâ hazretlerine kasem olsun ki, bu ameli işleyen (müsebbiât-i aşereyi okuyan) kişiler, eğer senin gördüklerini görmeseler, beni rüyâlarında görmeseler ve cenneti rüyalarında görmeseler bile elbette onların işledikleri bütün büyük günahları mağfiret olunur. Bağışlanırlar. Allâhü Teâlâ hazretleri, onların üzerinden gadabını ve azabını kaldırır. Allâhü Teâlâ hazretleri, onun günahlarını yazan kol omzundaki meleğe bir sene boyunca onun hatalarını yazmamayı emreder. Ve beni hak peygamber olarak gönderen Allâhü Teâlâ hazretlerine kasem olsun bu ameli yapmak (müsebbiât-i aşereyi okumak) ancak Allâhü Teâlâ hazretlerinin saîd olarak yarattığı kişilere nasip olur.
Ve bunu ameli terk edenler, Allâhü Teâlâ hazretlerinin şaki olarak yarattığı kişilerdir.."
Kaynak: "Hz. Hızır
a.s" , Ömer Faruk Hilmi
Ömer Faruk Hilmi beyin izni ve musadesi ile paylaşıldı! Allah razi olsun!